Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

öznur karakaş

öznur karakaş
@koalaninrafi
Nora, Neil'ın elmas hakkında yanlışını düzeltmedi. Kömürün de, elmasın da karbon olduğunu ama kömürün hiçbir basınç altında elmasa dönüşemeyecek kadar katışıklı bir karbon olduğunu söylemedi. Bilimsel olarak, kömürseniz kömür kalırdınız. Belki de hayattan alınması gereken esas ders buydu.
Reklam
Sizin gözünüzde 'kadın'a benzemediğimizi gayet görebiliyoruz. Elbette iki cinsiyetin de var olduğu bir ırkta her cinsiyetin belirgin özelliği iyice öne çıkacaktır. Ama insanların geneline ait yeterince özellik vardır, değil mi? Senin bize daha çok benzediğinizi söylerken kastettiğim buydu - genel olarak 'insan' demek istemiştim.
Sayfa 116Kitabı okudu
Biz ''anne'' dediğimiz insanları o büyüleyici pembe kundaklardaki bebeklerine kafayı takmış ve bütün bebeklerin ortak ihtiyaçları şöyle dursun, başka birinin bebeğine en ufak bir soyut ilgi bile duymayan kimseler olarak görmeye alışmışız. Oysa bu kadınlar en yüce görev için hep beraber çalışıyorlardı: İnsan yaratıyorlardı ve iyi insanlar yaratıyorlardı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İşte budur. Görüyorsunuz ya, onlar da anneydi ama bizim anladığımız anlamda çaresiz, istemsiz bir doğurganlıkla ülkelerini insanla dolup taşırmaya zorlanan, sonra da oturup çocuklarının acı çekmesini, günaha girmesini, birbirleriyle dövüşerek izlemek zorunda kalan anneler değil, Bilinçli İnsan Yaratıcıları olan annelerdi. Onlarda anne sevgisi vahşi bir arzu, salt bir ''içgüdü'' değil, tamamen kişisel bir duyguydu; bu bir dindi
Erkekleri koruyucu ve kollayıcı olarak gören gelenek ortadan kaybolmuştu. Bu gözü pek bakirelerin korkacakları bir erkek yoktu ve dolayısıyla korunmaya ihtiyaçları da yoktu
Reklam
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler, başkalarının düşünce ya da isteklerine gereken ilgiyi gösteremeyen kişilerdir. Plan ve hedeflerine ulaşamadıklarında, gereken ilgiyi göremediklerinde aynı Narkissos gibi erirler, çökerler. Başkalarının hakkına saygı göstermeden ve gerçeklerle bağdaşmasa bile daima kendilerini haklı göstererek ve o hedefi, gerekli emeği vermeden bile hak etmiş sayarak en önde, en gözde ve tek olmak isterler. Kendilerini başkalarının yerine koyamaz ve başkalarını anlayamazlar. Sanki her şey sadece kendileri için vardır ve ne olursa olsun her şeyin kendi amaçlarına hizmet etmesi gerekir. Başkalarının fikir ve hareketleri kendi amaçlarına hizmet ediyorsa vardır, aksi halde bu fikir ve hareketler, onlar için,tahammül edilemez düşüncelerdir.
DUAYA DAİR... Sıkıntıya ve dara düşünce dua ediyorsunuz; keşke sevinciniz doruklarda olduğunda ve bolluk günlerinizde de dua etseniz.
SEVİNÇ VE KEDERE DAİR... Sevinç maskesinden sıyrılmış kederinizdir. Şimdi kahkahalarınızın yükseldiği o kuyu, çokça zaman gözyaşlarınızla dolmuştu. ... Sevinçliyken yüreğinizin derinliklerine bakın göreceksiniz; sizi şimdi sevindiren, bir zamanlar üzenden başkası değildir. Kederli olduğunuz zaman yine yüreğinize bakın göreceksiniz, aslında, bir zamanlar neşe kaynağınız olan için ağlamaktasınız.
AŞKA DAİR... Aşk sizi çağırdığı zaman, onu izleyin... Yolları zorlu ve dik olsa da. Kanatları sizi sardığı zaman, ona teslim olun. Hem aşk sizinle konuştuğu zaman, ona inanın. Bahçeyi tarumar eden kuzey rüzgarı gibi darmadağın etse de düşlerinizi sesiyle. Çünkü aşk taçlandırdığı gibi çarmıha da gerer sizi. Hem besler, hem de budar sizi.
Fakat bu ana kadar herkesten ne gördüm ki... Bana en yakın olanlar dahil olmak üzere, bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız hale sokmaktan başka ne yaptı?
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Doğru diye bir şey yoktur, Doğru eğriye, Iyi de kötüye döndüğü sürece. Halanın yanılgıya düştüğü günler, Sürer gider böylece.
Hayat vermek ama sahiplenmemek, Eylemde bulunmak ama karşılık beklememek, Büyütmek ama buyurmamak, Işte buna "esrarengiz Erdem" denir.
Dünyayı ele geçirmeyi isteyip öyle davrananların Başarılı olmadıklarına şahit oldum. Dünya ki tinsel bir alettir, yönetilemez. Onu yöneten onu mahveder. Onu gaspetmeye çalışan onu kaybeder.
Gök kalıcı, yer uzun ömürlüdür. Kalıcı ve uzun ömürlüdürler, Zira kendileri için yaşamazlar. Uzun yaşamaları da bundandır.
"Gözlerinin sadece taşa çevirme özelliği olduğunu sanıyordum Medusa. Taştan şeyleri cozebildigini inan ben de bilmiyorum."
Sayfa 426Kitabı okudu
"Sahip Dobby'e bir çorap verdi" "Sahip onu attı, Dobby de tuttu ve Dobby- Dobby özgür "
Reklam
"Size gerçek, gerçeğin ta kendisi olarak diyorum: Toprağa düşen bir buğday tanesi yok olmazsa, yalnızca bir buğday tanesi olarak kalır; ama yok olursa, o zaman bereketli ürün doğurur."
Sayfa 413Kitabı okudu