200 syf.
5/10 puan verdi
“Bir Simyacı Denemesi”
Paolo Coelho, eskiden pek değerli bulduğum yazardı. “Veronika Ölmek İstiyor” ve özellikle “Simyacı” ile kendisine hayran kalmıştım. Gerçekten insanlara bir şeyler öğretmen isteyen, “hayatın anlamını” deşmeye çalışan, üstüne düşünülesi kitaplardı. Nitekim bu niteliğin karşılığı da okurlarda karşılığını yeterince buldu bence. Yıllar sonra ilk kez bir Coelho kitabını elime aldım ve başlar başlamaz, popüler kültürün spiritüel ihtiyaçlarını karşılamak için yazıldığını hemen anladım, neden mi? Çünkü buram buram reklam ve satılma ihtiyacı kokuyor da ondan. Hem kitap didaktik bir tarzda yazılmış ve içindeki öğütlerin çoğu başka yazarlardan ve kitaplardan okuduğum nasihatlar idi açıkçası. Özellikle yeni bir “Simyacı” denemesi yapmak istediğini, köklerine dönmek ihtiyacını ziyadesiyle hissettiğim bir eser oldu. Ammavelakin, gelin görün ki, tam bir hüsran idi. Metinde gerçekten beni etkileyen tek yaşantı, sanırım “Buda’ya gelip, “Tanrı var mıdır?” sorusuna üç farklı şekilde cevap veren Buda hikayesi oldu. Okuyacaklara keyifli okumalar, benim fikrim bu şekilde.
Mektub
MektubPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023902 okunma
Türkiye' de asimilasyonu protesto etmek oldukça riskli bir durum, kendi köklerine dönmek isteyen Kürtlerin başına olmadık şeylerin geldiğini, cezaevlerine takıldıklarını, işkence gördüklerini herkes biliyor. Hatta Kürt sorununa ilgi duyan, bu sorunun çözülmesini isteyen Türk aydınlarının bile bir top gibi cezaevlerine atıp, çıkarıldıkları yine atıldıkları biliniyor. Sosyolog İsmail Beşikçi' nin doksan üç davası bu konuda tüm rekorları kırıyor.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Emel Esin'in Türkistan Seyahatnamesi kitabını tanıtımı yaparken Zafer Saraç şöyle bir giriş yapmış : cHer milletin kendi köklerini bulduğu, kendi milli kültürünün filizlendiği toprakları vardır. Geçmişin huzur veren bir yönü de millî benliğin husule geldiği bahsedilen topraklara erişmekle mümkündür. Bu erişim ilk anılan özlemle yâd edilen çocukluk dönemine kavuşmak gibidir Çocukluğa olan özlem yaş ilerledikçe daha da artar. Çocukluğa dönmek mümkün değildir. Fakat çocukluğun o huzur veren iklimini yaşatan mekânı ziyaret etmek daha olasıdır. Böylelikle insan, köklerine şahit olduğu gibi sıla-i rahime de kavuşmuş olur. Benzetme üzerinden gidilirse Türklüğün ilk husule geldiği, dünyaya kök saldığı toprakların bir kutsiyeti vardır. Türklük, doğduğu mekânın içine hapsolmayıp insanlık tarihi boyunca tüm dünyaya yayılır. Türklük,doğduğu tahmin edilen, bugün adına Türkistan dediğimiz yerin çok uzağındaki coğrafyalarda hazin gurbetini yaşar.Bu yüzden gurbetten sılaya dönen, çocukluğun verdiği huşuyu yaşamak isteyen, ölmeden Türkistan'ı ziyaret eden her Türk, geçmişin teskin edici huzurunu yaşar.
Sayfa 162 - POST YAYINLARINDANKitabı okudu
Köklerine dönmek...
youtu.be/jVry4Q_j2sU Bu dünyada kimi ağlar kimi güler Kimi gider kimi kalır Dünyanın ruhu neden böyle budala?
Burada aslında kadın için artık dış dünya sona ermektedir. Düşünmek ister. Kendi köklerine geri dönmek ister...kendi yaşamı ile bir hesaplaşmaya girecektir. Ciddidir. Duyguludur, belki biraz da melankoliktir. Gene de dış dünyaya karşı canlılığını korur. Dünya artık onun için bir kulistir. O kendi sahnesi üzerinde durmaktadır. Sahnede kendi kendisiyle yalnızdır.
478 syf.
·
Not rated
Okay (1931-2017), İslam Ansiklopedisi’nin on altıncı cildinde yazdığı ‘’hatırat’’ başlıklı madde başında ilk olarak hatıratın, edebi bir kavram ve terim olduğundan ve ilk örneklerine tarihsel değeri yüksek metinlerin içerisinde bulabileceğimizden söz eder. Söz konusu metinler tarih, seyahatname, rûzname, menâkıp, tezkire, muhtıra ve mektuplardır.
İbrahim Efendi Konağı
İbrahim Efendi KonağıSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2022754 okunma
Reklam
74 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.