'Boyunayım..'
"Ama enine olmayı tercih ederdim. Ben kökünü toprağa batırmış bir ağaç değilim Taşları ve o ana sevgisini emen Bu yüzden büyüyemiyorum parlak yapraklara her nisan, Bir çiçek tarhının güzelliği de olamadım ne yazık ki Sanki özenle boyanmış ve kendi payına düşen hayranlarını kabul eder gibi, Pek yakında bütün yapraklarından birer birer döküleceğini bilmeden. Benimle karşılaştırılırsa, ölümsüz sayılır bir ağaç Ve bir çiçek o kadar uzun boylu değildir belki, ama kalkışmanın anlamını bilir, Bense ömrünü bir ağacın, cesaretini istiyorum bir çiçeğin. Bu gece, yıldızların o sonsuz incelikte ışıkları altında, Ağaçlarla çiçekler serin kokularını serperlerken havaya. Aralarında yürüdüm, hiçbiri farkıma varmadan. Uykuya dalmadan düşünürüm de bazen Ben de onlar gibiyim aslında – Düşüncelerim bulanır sonra. Uzanıp yatmak, daha doğal geliyor bana. Sınırı olmayan sohbet yürürlüğe girdiği zaman, gökle aramızda. Ve son kez uzanıp yattığımda bir gün ben asıl o zaman yararlı olacağım: O gün ağaçlar bana bir kez olsun dokunabilecek ve benimle ilgilenecek vakti olacak çiçeklerin.."
Sylvia Plath
Sylvia Plath
Bir salıncak, bir çocuk ve bir melek düşünün. Bir tebessümü yeter o çocuğun salıncaktakı mutluluğuna. Hani bakışları var ya, hüzün kokan, ama derya... Nakış nakış işledi hayatı ruhuma, varlığıma. Her hecemde, her hücremde, her zerremde.. Unutmak mı? Hatırlamadığım tek bir an bile yok. Koşulsuz sevginin ne olduğunu O öğretti bana. Hatalarımla sevdi
Reklam
Zihnime perçin kokun diye başlardım yazmaya, hala çocuk olsaydım. Romantik olur, kahkahalar atar, ağlar, güler, aşık da olurdum hatta. Gülüşün bir an olsun diye çakardı deklanşör, anlar zamanı soğuradursun, soğuk bir nehir kenarında sıcağın olmak için yanardım da, eğer hala çocuk olsaydım. Saçmalamazdım mesela. Kelimelerin anlamlarına bir bir bakar en dogru cümleleri kurmaya çalışırdım. Tek bir kişiyi düşünür ona istinaden o da olurdum. Her bir cümlem başka bir kadının bana ektiği inançsızlık tohumlarının susuzluk çektiği nadas toprağın bir parseli. Sulamaya çalışan her kadına bir parça kalp kırıklığından başka bir şey değilim. Başka hiçbir şey olmak zorunda da değil gibi ivediyim. Geçmişim geleceğimle yağmur altında sırılsıklam, bense yüzümde piç bir gülümseme ve kalbimin parçaları, kesik yarası dolu ellerim , başka kalbi umursamaz bir eda ile yürüyorum. Bir beyefendi, bir aşık hatta gerçek üstülüğü ile romantik de olurdum, eğer hala çocuk olsaydım. Sizler o çocuğa birer tekme attınız sayın sözde matmazel adayları. Öfkeli değilim fakat artık kırılacak bir kalp ile de değilim. Sadece kıracak başka bir kalp arıyorum. "Gökyüzü yasalarına göre iki nesne çarpıştığında her zaman karşılıklı hasar oluşur." Bir çok çarpışmadan sağ gönlüm, hasar almak isteyen buyursun.. Güneş ECER
ad koymak ve bir "adı"olmak
sevgili majak toşikyan'ın yaşamöyküsünü yazıya geçiren sevgili vercihan ziflioğlu'nun "beni benimle bırak" kitabını keyifle ve merakla okuyup bitirdikten sonra bilmediğim pek çok şey öğrenmenin yanısıra orada yazılanların düşündürdükleri, bu yazıyı ortaya çıkardı. tabii ki sadece ilgilisi ve meraklısı için... birine, bir şeye, bir
Mualla 2
Gözlerin diyorum Mualla Gözlerin Aklıma düştükçe titreyen dizlerim... Gözlerin,ah o felaketim olan gözlerin Yapraklar döküldükçe fısıdayan sözlerin Ve yine... Gözlerin diyorum gözlerin Mualla Senden bana yadigar avuç içimdeki yara izlerim En büyük savaşımı veriyorum bu aralar Mualla. Alabildiğine kavga ediyorum seni paylaşabilme ihtimaliyle
What A Wonderful World
Odamın perdelerinden içeri girmeye çalışıyor ay. Başımı çevirince, sertçe kesilip fırlamış bir tırnak parçası gibi görüyorum onu. Hemen gözlerimi kapatıp yastığın altına saklanıyorum. Sabah olmak üzere, bir an önce ayakkabılarımı görmek istiyorum. Üç ay oldu ayakkabılarımı giymeyeli. Dolabın üzerinde duruyor pembe ayakkabılarım. Bağcıklarını
Reklam
346 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.