sevmek, yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. Ya hiç sevmemişsem bugüne kadar? Bir kitaba yeniden başlamak gibi, sevmeye yeniden başlamak pek kolay sayılmazdı herhalde.
Birbirimizi anlamadan, vedalaştık. Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.
Reklam
yollar
"Bazı yolların daha kolay olacağını düşünmek işimize geliyor bence," dedi, bir şeyi ilk kez fark ederek. "Ama belki de kolay yol yoktur. Yalnızca yollar vardır. (…) Boş yere hayatımızın farklı olmasını diliyor, kendimizi başkalarıyla ve kendimizin farklı versiyonlarıyla karşılaştırıp duruyoruz ama gerçekte çoğu hayat bir yere kadar iyi ve bir yere kadar kötü."
"Ah yüreğim öyle doluydu ki. Birbirimizi anlamadan, vedalaştık. Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil."
Kolay olanı, oyun gibi, ağırlıktan yoksun olanı seven; çünkü bir kadere ortak olmaktan korkan...
Bilge yayıneviKitabı okudu
Okumaya ayıracak kısıtlı zamanıma hayıflanıyorum ama kitap okumak için bütün bir günü, isterse gecesi olan bir adam düşünün. Ve istediği kitabı satın alabilecek paraya sahip bir adam. Sınırı yoktur. Arzusunun insafına kalmıştır. Peki arzunun en çok neye ihtiyacı vardır? Ukalalık gibi görmezseniz eğer... Sınırının belirlenmesine... Oysa kolay değildir bu. Brauer, bir yolcudan çok bir kâşifti. Buna dönüşmüştü.
Sayfa 32
Reklam
“Mutluluk, yoğun bir korku ve kaygıyla birlikte gelir, bu nedenle kabullenmek kolay değildir.”
Sayfa 130Kitabı okudu
Tarih boyunca bir ülkeyi işgal eden bütün zorbalar ve diktatörler ilk iş olarak işgal ettikleri toplumun kitaplarını ve kodekslerini yok etmişlerdir. Aslında diktatörlerin ortak özelliğidir kitaba, bilime düşman olmaları. Çünkü okumayan, kendi fikri olmayan ve toplumsal bir benlik taşımayan insanı yönetmeyi her zaman daha kolay görmüşlerdir. Ne yazık ki bu hal sadece diktatör ve işgalcilere has değildir, zaman zaman demokratik ülkelerde demokratik olmayan liderler eliyle de meydana gelebilmektedir.
Sayfa 55 - Kitap dünyası yayınlarıKitabı okudu
Doludizgin yaşarken, ölüm nedense öyle kolay kolay aklına gelmiyor insanın.
Yapı Kredi Yayınları |5.baskıKitabı okuyor
Eğer yüzüm bu kadar güzel olmasaydı, asla normal hayata dönmem kolay olmazdı. Hâlâ yakışıklı olduğum için toplum beni kucaklıyordu. İyi görünen bir ferdini kaybetmek istemezdi. Nadide parçalarına özen gösterirdi kalabalıklar…
Reklam
...karanlık var ve gelip üzerimize çökecek. ... İşte bu kadar kolay. Hem de hiç beklemediğimiz bir anda. ... işte bu lanet hayat böyle.
Hepimiz böyle mi yaşıyoruz? İki yaşam: dışavuran ideal ya- şam, bir de imgelemin egemen olduğu, gizlerimizi sakladığımız içsel yaşam. İşin garibi, yolculuklarımı ne kadar uzattıysam o kadar uza- ğımda kaldılar. Tradescant yolculuklarını tamamlayabiliyor. Yol- culuklar zamanı güzel geçirmenin bir yolu ve de sonlar az ya da çok belli. Oysa ben yola
Ne var ki, insan sevdiği şeylerden öyle kolay vazgeçemiyor.
Uzaylılarla ilişkilendirilen kaçırılma olaylarına ilişkin hikayelerin çoğunlukla beyin fizyolojisi, sanrılar, çocukluk dönemine ilişkin çarpıtılmış anılar ve aldatmacalarla ilişkili olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sınırlarımıza, yanlış yönlendirilmemizin ve kullanılmamızın ne kadar kolay olduğuna ve inançlarımızın, hatta dinlerimizin temelde nasıl şekillendiğine ilişkin önemli bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu söylememiz doğru olmaz mı?
Sayfa 293 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Şekerin başlangıç dönemi
Şeker pancarından şeker üretilmesine iki yüzyıl önceki “endüstri devrimi” ile başlandı. Daha önce sadece şeker kamışından elde edilen ve ancak zenginlerin sofrasında olan şeker, böylece gelir düzeyi çok yüksek olmayanların da kolay satın alabileceği bir ürün haline geldi.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.