- Böyle bir şaheser hakkında ne inceleme ne de yorumda bulunmak haddime bile değil ama içimden geçenleri belirtmek istedim..
Nihat: "Ne istediğini bilsen canın sıkılmaz!" dedi.
Ömer, yalvarır gibi cevap verdi: "Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım..."
Nihat güldü:
Bu aralar yükselişte olan Kalp Çarpıntısı’nı ben de okumuştum ve son olan olaylar nedeniyle inceleme yazma gereği duydum. (Sırf baş karakterlerin yönelimleri nedeniyle birçok yerde satıştan kaldırıldığı söyleniyor.) Elbette incelemeyi yazmadan önce diğer yorumları okudum. Yapılan eleştirilerin neredeyse hepsi birbirine benziyordu. Tek tek hepsini
Distopik eserlerin BABAsından merhabalar…! Yevgeni Zamyatin’in BİZ’i, bu türün miladı kabul edilir. O yüzden beklentisi çok olan, bu kadar ünlü olmasına rağmen ülkemizde az bilinen bir eserdir. Bu nadide eseri incelerken her zamanki gibi doğaçlama yolunu seçiyorum. Spoiler içermez ama çok şey içerir....!! ve Sonuna kadar okuyunuz... Lütfen...!
Kitap, 1607 yılının Kasım ayında, bugünkü ABD topraklarındaki bir limana yanaşan ve içinde sadece erkeklerin bulunduğu üç gemiden inen insanların bu topraklara ayak basmasıyla başlıyor. Ve bugün tüm dünyayı etkisine almış bir süper güç olan ABD'nin 1607 yılından başlayıp, 1950 'li yıllara kadar olan yaklaşık 350 yıllık tarihini anlatıyor.
Dünya kötüdür ve bu dünyada yaşamak acı vericidir. İnsanın ne yapıp edip bir şekilde, kötü olan ve artık sonuna yaklaşan bu dünyadan kaçması gerekir.
Bu dinler bu çağrılarını gerçekleştirmek üzere insanın kurtuluşu için gerekli bilgileri içeren bazı tanrısal vahiylere sahip olduklarını iddia ederler.
Hıristiyanlık da aynı atmosfer içinde doğmuş ve dünyadan, bu dünyadaki hayatlarından şika yet eden insanlara İsa'nın kurtarıcılığında yeni bir hayat; göksel bir hayatı va at eden bir kurtuluş dini olarak ortaya çıkmıştır.
Oysa antik çağ, en azından Yunan dünyasında bundan ne kadar farklı bir ortamda başlamıştı. Yunanlılar, bu arada özellikle Milediler Akdeniz'in ve Karadeniz'in en uzak köşelerine kadar gitmiş, buralarda yüzlerce koloni kurmuş, sanayi ve ticaretle meşgul olmuş hırslı, yaratıcı insanlardı. Onlar dünyayı tanımak, onu fethetmek istiyorlardı.
Bu dönemde Yunanlıların kendilerine ne kadar güvenli, hayatlarından ne kadar memnun, gelecek hayatla ilgili kaygılarının ne kadar az olduğunu biliyoruz.
Sayfa 23 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Sonunda bir topluluk seçmiştim kendime. Yazılı işaretlerle anlaşan, birbirlerine kitaplar aracılığıyla pusulalar bırakan, küçük, ama en önemlisi birbirinden sorumsuz birer koloni üyesi olarak birbirimizi hiç tanımasak da bir tek kitabın çevresinde tanış çıkabilecektik.
"Romantik bir bakış açınız var. İnsanları sevmek gerektiğini, tüm insanların iyiliği, verimliliği ve uzlaşması için onlara saygı gösterilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz. Ama bu bakış açısı son derece yanlış."