Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler
Joseph K. Sıradan bir yaşamı olan bir bankada çalışarak yaşamını kazanan çevresi tarafından sevilip saygı duyulan bir adam olarak tasvir edilmiştir. Yani memur tiplemesine uyan bir karakter olarak düşünebiliriz. Kitabın bu bölümlerinde Joseph K. Dönüşüm’deki gibi böceğe mi dönüşecek acaba demeden edemiyor insan. Öykü karakterin böceğe dönüşeceği
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,1bin okunma
Bir akşam, yemekten sonra, Bolu’ya girmiş olan Ethem’den bir telgraf aldık. Mustafa Kemal Paşa’dan, kendisinin idama mahkûm ettiği kimselerin listesine imzasını koymasını istiyordu. Ne yazık ki, listede Binbaşı Hüsrev’le Osman beyleri kurtaran Sefer ve arkadaşlarının isimleri de vardı. Ankara onları affettiğini bildirmiş olduğu için, bizler
Reklam
Onu sekiz geçtiğinde
Pardon saat kaç diye sordum yanımda otobüs bekleyen kadına. Onu on geçiyor dedi. Teşekkürler dedim.  Arkamı dönüp omzuma çapraz olarak taktığım çantamdan telefonumu çıkarıp çaktırmadan saate baktım. Hayır onu on geçmiyordu. Onu sekiz geçiyordu. On demek sekiz demekten daha mı kolaydı? Neden hep sayıları yuvarlayarak söyleriz ki? Altı geçseydi beş
154 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Böyle Muazzam bir Manga ile tanışmak onur verici.
𝐺𝐼𝑅𝐼𝑆 Gelecekte geçen ve ütopik bir eser olan Yokohama Kaidashi Kikō serisi hakkında konuşacağım. (Japonca :ヨコハマ買い出し紀行) (Türkçe: Yokohama Alışveriş Günlüğü )
Hitoshi Ashinano
Hitoshi Ashinano
tarafından yazılan ve resimlenen bir Japon bilim kurgu manga serisidir. Haziran 1994'ten Şubat 2006'ya kadar 12 yıl boyunca süren dergi, Kodansha'nın Aylık Öğleden
ヨコハマ買い出し紀行 14 [Yokohama Kaidashi Kikou 14]
ヨコハマ買い出し紀行 14 [Yokohama Kaidashi Kikou 14]Hitoshi Ashinano · 講談社 · 20064 okunma
İlhan Kemal yazdı... Efelya, şairin romanı... Şiirin dışında başka denemelerim de oldu: Öyküler yazdım. Roman yazmaya kalkıştım, yarım bıraktım. Başka uğraşlara daldığımda şiirin bir köşeden bana dalgınlıklar büyüttüğünü, dargınlıklar kuşanmak için aklının karıştığını hissettim. Şiir "ben ikincil planın olmak istemem" diyordu bana adeta, gönül koyuyordu. Kendime sorular sormaya kışkırttı beni şiir: Ne olarak anılmak isterim? Şair? Romancı? Öykücü? Ressam? Buna vereceğim cevap ne olacaksa ona yoğunlaşmalıydım. Cevabı bulduğumdan beri öteki çalışmalarımdan caydım. Çünkü hepsini birlikte götüremezdim, şiirim akamete uğrardı. Ama sevinçle görüyorum ki hepsinde de başarıyı kucaklayan arkadaşlarım var. Şiiri de güzel yazıyorlar, romanı da, gitar da çalıyorlar, saz da, türkü de söylüyorlar, şarkı da. Bir koltukta on karpuz. Düşürmeden taşıyorlar. Onlardan biri: Mehmet Binboğa. Benim gözümde şair. Ama romancılıkta da ben buradayım diyor Efelya ile. Efelya, şairin romanı. Yazarının şair olduğunu bilmeden okusak bile romanın şiir tadındaki dili hemen ele veriyor bir şair tarafından yazıldığını. Kutlarım.
Yazın pencereler açık, saçlarımda rüzgar, araba kullanırken aynadan annemin arka koltukta oturduğunu gördüğüm şu eski rüyayı gördüm yine: Evet, ben buradayım. Hep takipteyim!
Sayfa 8 - SirenKitabı okudu
Reklam
Doğum/Ölüm Günleri
Dün ablamın doğum günüydü. 10 gün öncesi de ölüm günü. Ablamı son hatırladığım yaşım 3,5. Sonrası camlara vuran “anne” , kalabalık ev, yanındaki kuzeniyle üçlü koltukta otururken şaşkın bakışlarla etrafa bakan küçük kız çocuğu… Neler olduğunu asla anlayamadığı ama bambaşka şeylerin yaşandığını sezebilmiş küçük bedenli ruh… Çocuk kalbimin şaşkınlığını ve havada asılı kalmışlığını asla unutmamıştım. O sahnedeki boşlukta olma hali 10 yıllarca peşimden gelmişti ta ki ben onu yakalayıp tekrar ruhumun iskemlesine oturtana kadar… Bir anlık kayboluşun insanın bir ömrüne mal olduğunu öğrenmiştim. Kendi kaybımı çok aradım, dağınıklıklarımı derledim topladım bin şükür… Dün doğum günüydü ablamın. 13 nisan 1975… Nurdan ablam vefat ettiğinde 12 yaşındaydı. Ve ben onu 3.5 sene görmüş olsamda unutmuyorum…. 🥺 cennette kavuşma duasıyla… Bu da böyle kalbimden dökülenler oldu… paylaşmak istedim belki de paylaştıkça yara sağalır düşüncesiyle… Kalın sağlıcakla… Çiğ’
Hiçbir şey düşünmemeye çalışıyordum. Başaramıyordum. İçimden anlamsız bir toz bulutu yükseliyordu. Dirly'nin gerçekte nasıl olduğunu hatırlamak isliyordum. İmkansız, çirkin ve de özellikle yabancı bir şey iz bırakmıştı hafızamda belli belirsiz. Bir dakika sonra, bir liman restoranında onunla yemek yiyeceğimi hayal ediyordum çocukça. Sevdiğim bütün ağır yemeklerden yiyecek, sonra da otele gidecektik; o uyuyacaktı, ben de yatağın yanında duracaktım. O kadar yorgundum ki, onun yanında bir koltukta, hatta yatakta yanına uzanarak uyumayı düşünüyordum; bir kere geldi mi, her ikimiz de uyuya kalacaktık; bu kuşkusuz kötü bir uyku olacaktı. Aynı zamanda genel grev vardı; büyük bir oda, bir mum, terk edilmiş sokaklar, kavgalar ve yapacak hiçbir şeyin olmaması...
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
Soğuk kahveleri alıp araba yolculuğuna çıkmak istiyorum ama bazen şöför ben bazen yan koltukta, kafamı boşaltana kadar sürmek, sürmek, sürmek sabah ezanını duyana kadar yola devam sonra ilk denk geldiğin camide namazı kılıp biraz uyumak ve sonra kahvaltı , geri dön, terapi bitti..
"Bir hafta kadar sonra Uğur Hoca isimli şahıs Ahmet'i arayarak 'Gamze'yi bana getir' demiş. Ben de Ahmet ile birlikte yine dergâha gitmek zorunda kaldım. Çünkü Ahmet ile evlenmeme engel olacağını bildiğim için gitmek zorunda kaldım. Dergâha gittikten sonra odada hoca ile yalnız kaldık. Bana hitaben eğer kendisinin cinsel organını emmezsem Ahmet ile evlenmeme mani olacağını söyleyerek tehdit etmeye başladı. Ben de korktuğumdan dolayı istediğini kabul ettim. Bir koltukta oturuyordu. Soyunmayarak giymiş olduğu şalvar tarzı bir şeyin önünü açtı ve cinsel organını çıkarttı. Bana öpmemi ve yalamamı emretmeye başladı. Ben de dediklerini yaparak cinsel organından akan spermleri yuttum. Ben gitmek istediğimi söyleyince Ahmet'i odaya çağırdı ve Ahmet ile oradan ayrıldık."
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Ayasofya camii kime satıldı?
Soruyor gençler: Gerçekten de Tek Parti devrinde camiler kapatıldı mı? "İbadete kapatılmış olan Ayasofya örneği taş gibi önümüzde dururken başka kanıt aramaya ne hacet" diyorum kendilerine. Bir şaşkınlık vakfesi. Yüzleri karışıyor. Kimilerinin buruşuyor hatta. "Nasıl yani?" diye soruyorlar. Bu bölüm, işte o "Nasıl
Sayfa 215 - TimaşKitabı okudu
uykusuzsun, hayata kırgınsın, inandığın bir şey yok, harabe olmuşsun, her şey çok incitmiş seni.. bir son istiyorsun, huzur bulacağın bir son... kan çanağı gibi gözler, kafanda hiç susmayan sesler. Bu halini kime nasıl anlatacaksın? en ufak lafı geçtiğinde gözlerin doluyor ama sen etrafındaki insanlara gülümsüyorsun. Yapma Oturmuşsun yanlarına, sakince dinleyip konuşuyorsun. Ama içinde fırtınalar, enkazlar, deprem oluyormuş gibi.. ağladığında gözyaşlarını silmeye takatin yok ama yine de tüm dünyaya gülümsüyorsun. Tırnaklarımı avuç içlerime geçiriyorum, dişlerimi sıkıyorum, sakince kenarda duruyorum. yemin ederim ben böyle böyle ölüyorum. Sanki eksik olan toprağın üzerime atılmasını bekliyorum. kimse anlamamış beni benden başka Bedenim koltukta oturuyorken, ruhum köşede sessizce ağlıyor. düşünmekten kafamı taşıyamıyorum. niye yutkunamıyorum, niye her şeyi kursağımda hissediyorum?
1.433 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.