Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Buruk bir çocukluk geçirdim Öztürk," dedim sümüklerimi çekerek. "Ben devrik cümle bile kuramazdım. Kuramazdım, çünkü korkardım. Sorumluluklarım vardı. Akranlarım bozuk bir Türkçe'yle gül gibi anlaşırken, bütün o gramer kurallarının anasını ağlatarak bildirişirken, giriş gelişme sonuç kavramlarından bihaber, rasgele bölünmüş parağraflarla kompozisyon yazarken, ben... Ben kendime ihanet eder cümlenin öğelerine sadık kalırdım. Ömrüm düzgün cümleler halinde geçti. Bilmeden bazı hatalar yapmışımdır tabii. Bilsem... Bilsem anlamı öldürür yine de cümleyi kurtarırdım. Oysa şimdiki halime bak. Kelimeler kifayetsiz kalıyor, dilbilgisi sırnaşık!
"Ve sen, yaptıklarımda tabiatın muhteşem işlerine şahit olan insan... şayet onun yarattığı bu kompozisyon sana muhteşem bir iş gibi görünüyorsa bilesin ki bu mimari, içinde barındırdığı ruhun yanında hiçbir şey değil."
Sayfa 49
Reklam
Başarılı olduğum her kompozisyon, daha sonraları her sınav, büyük nimet, kendisinden daha iyi olacağım umudu.
“Ve sen, yaptıklarımda tabiatın muhteşem işlerine şahit olan insan.. şayet onun yarattığı bu kompozisyon sana muhteşem bir iş gibi görünüyorsa bilesin ki bu Mimari, içinde barındırdığı ruhun yanında hiçbir şey değil.”
Erkek çocuklarının bilgiyi silah olarak kullanmaları övülürken kızların bundan mahrum bırakıldığını fark ediyorum. Her zaman dinlemem ve söze karışmamam gerektiği söyleniyor. İki yıl önce gelecek hayatım hakkında bir kompozisyon yazmam gerekmişti. Opera şarkıcısı ya da haham olmak istediğimi yazdım. Kızların haham, hatta kilise koro şefi bile olamayacağını söylediler. Alçakgönüllü- lük ve Musevi giyinme kuralları hakkındaki şu konuşmanın aynısını yaptılar...
Sayfa 72 - Arkadya YayınlarıKitabı okudu
18. yüzyılda yaşamış olan ünlü Fransız düşünür ve yazar Voltaire, öğrencilik yıllarında bir edebiyat dersindeyken sınıfa bir eşek girer. Öğrenciler, eşeği döverek sınıftan çıkarmaya çalışırken, edebiyat hocası bu durumu fırsat bilip herkesin eşekle ilgili bir kompozisyon yazmasını ister. Voltaire, kağıda yalnızca İncil'den bir ayet yazar ve sınıfın en yüksek notunu alır. Voltaire'in kağıda yazdığı ayet şöyledir: "O kendinden olanların arasına girdi, fakat kendinden olanlar onu kabul etmedi."
Reklam
Hazirandasın. Lise bitirme sınavlarına giriyorsun. On sekizine yeni basmışsın. Güneşli bir sabahtı; daha dün gibi. Türkçe Kompozisyon sorunuz: Yahya Kemal Beyatlı'yla Ahmed Hâşim'i karşılaştırınız. Hâşim'in şiiri yanı başındaydı, tabiatı muhayyilesinde bıraktığı renkli akislerle görüyordu; aslı değil, renkli akisler. Bizde bıraktığı empresyonlar diye yazmıştın, onun peyzajları bütünüyle iç dünyasındaki hissedişleridir. Şairin çocukluğunu düşünüyordun, annesiyle Dicle kıyısına akşam yürüyüşlerini, akşam her şeye sarı bir renk serpiyordu...
Sayfa 43 - Everest Yayınları, 2. basım, Nisan 2024Kitabı okudu
Şiir, şairin menfiyatına aldanmıştır. Halbuki şiir, hakikati geceleyin bağrına basardı. Bu noktada şiir artık, gündüz sularında duygusuz ve kompozisyon şeklinde yazılmakta olup bizlere şiir diye yutturulmaktadır. Üç beş pula satılması da cabası. Yazık ki ne yazık!
Yeryüzündeki belli bir coğrafya olmak zorunda değildir vatan. İnsan kendi vatanını kendi inşa eder. Bu belki önce küçük bir odadır, belki bir evdir, sokaktır, bir mahalledir, bir kıtadır. Yahya Kemal'in bazı şiirlerindeki kom­pozisyon bize bunu söylüyor. "Vatan inandığımızı yaşayabildiğimiz, kendimizi inşa edebildiğimiz yerdir," diyor kanaatimce.
Şiir, sahte aşklar için kompozisyon olmuştur. Oysa zamanında şiirin adı hakîkâtti.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.