Konfüçyus buyurdu ki: " On beşimdeyken istediğim yegane şey öğrenmekti. Otuzumda artık olgunlaşmıştım. Kırkımda artık hiçbir kuşkum kalmamıştı. Ellimde gökyüzünün kudretiyle tanıştım. Altmışıma vardığımda iyiyi ve kötüyü, gerçeği ve yanlışı ayırdedebilen ince bir kulağa sahiptim. Yetmişimde ise haddimi aşmadan yüreğimin sesine kulak verebilecek durumdayım.
Gerçek saf rengin tanınmasını engelleyen menekşe renginden nefret ederim. Eski ses sanatını rahatsız eden, şaşırtan modern müzikten nefret ederim. Devleti ve toplumu sarsan belagatçı gevezelerden nefret ederim.
Yüce insan kendine güveni olan kişidir ama kibirli değildir. Sıradan insan kibirlidir ama kendine güveni yoktur. Yüce İnsan her şeyi kendinden beklerken, sıradan insan her şeyi başkalarından bekler.
Menteş, her zamanki gibi beyninin kıvrım aralarından bir şeyler çıkartıp önümüze sunmuş. Bize sunabildiği fikirler böyleyse sunamadıklarını düşünmek bile heyecanlandırıyor beni. Sadece Derde Deva Randevu serisi değil, Menteşin herhangi bir kitabı, şaşırma duygusunu yetersiz kılıyor. Zaman yolculuğu mümkünmüş meğer.
Kısaca... Menteş DDR serisinin
Doğru ve adaletli adamları destekle, alçakları ise cezalandır ki, halk sana itaat etsin. Alçakları korur ve doğruları, haklıları cezalandırırsan, işte o zaman halk itaatsiz olur.
Günümüzde bizler makineler imparatorluğuna karşı protestolara ve işlerin daha basit yürüdüğü bir yaşama dönmeye hasretlik bildiren dokunaklı sözlere alışkınız. Bunlarda yeni olan hiçbir şey yok. Konfüçyüs'ten önce, MÖ 6. yüzyılda yaşamış olan (tabii eğer yaşadıysa) Lao-Tse, modern mekanik icatlar tarafından eski güzelliklerin yok edilişi söz
Teşvik edilecek üç türlü dostluk vardır ve üç de zararlı dostluk türü. İçtenlikli olanla dostluk, değişmez olanla dostluk ve bilgili olanla dostluk; bunlar teşvik edilmelidir.
İçten olmayanlarla dostluk, yaltakçılarla dostluk ve gevezelerle olan dostluklarsa zararlı olanlardır