Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çanakkale Efsanesi (Hoş Geldin)
Balıkesir 'de Ali Sururi İlkokulu karşısındaki boşlukta, eski ayakkabı tamircisi, kır, pala bıyıklı bir ihtiyar plan Cevdet Dede vardı. Bir akşamüstü konu Çanakkale' ye gelince ağlamaya başladı. Belli ki yüreği kabarmıştı. Gözyaşlarını eliyle silerek anlatmaya başladı: " Rahmetli babam, Hafız Ali Çanakkale'de kaldığında, anamın karnında yedi aylıkmışım. Onu hiç tanımadım. Bir fotoğrafı bile yoktu. O günler çok zor günlerdi. Seferberliğin sıkıntıları, Kuvayı Milliye zamanı, işgal yılları, kurtuluş, yokluk, sıkıntı... Çocukluğumuz hep ekmek peşinde, sıkıntıyla geçti. Ama anam, benim çocukluğumdan itibaren her sokağa çıkışta, her nereye giderse yanıma gelir: " Oğlum ben pazara gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha!" " Ben teyzenlere gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha!" " Ben komşulara gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha!" derdi. Anam böyle diye diye yıllar boyunca babamı bekledi durdu. Ben büyüdüm, dükkan açtım. Annem yine her bir yere gidişte dükkana gelir, gideceği yeri söyler, ardından da: " Baban gelirse beni çağır ha! " diye de eklerdi. Aradan yıllar geçti. Anacığım ihtiyarladı. Gene hep değneğini kaparak bana gelir ve, " Baban gelirse beni çağır ha!" diye tembihlerdi. Günü geldi ağırlaştı. Ölüm döşeğinde bizimle helalleşti. "Bana iyi baktınız, hakkınızı helal edin." dedi. Bana döndü yavaşça: " Baban gelirse ona annem hep seni bekledi de!" dedi. Birden irkilerek doğruldu ve kapıya doğru gülümseyerek: " Hoş geldin bey, Hoş geldin! " diyerek ruhunu teslim etti...
Platon 7. Mektup
YEDİNCİ MEKTUP Platon'dan Dion'un akraba ve dostlarına. İyilikler, Sizin de Dion gibi düşündüğünüze inanmam gerektiğini; eylem ve sözlerimle size, elimden geldiğince yardım etmemi istediğinizi yazıyorsunuz. Şu yanıtı veririm: görüş ve istekleriniz gerçekten Dion'unkiler gibiyse, çabalarımı sizinkilerle birleştirmeye hazırım; değilse, uzun
Reklam
Kabullenmek lazım artık. Kendine anlatman gerekiyor. Mesela sevseydi gelirdi, özleseydi arardı. Ya da sevseydi zaten gitmezdi diyelim, konu kapansın.
Evli kişi başkasına aşık olamaz! Net! Konu tartışmaya kapanmıştır!.. 😉😉
tanımadığımız gerçek benliğimiz, üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.. Kitap: İnsan Olmak (Engin Geçtan)
Taşlandım demek ki sevdam gerçekmiş der Hallac-ı Mansur
/ Psikolojide ''borderline'' diye bir kişilik bozukluğu tanısı vardır. Ne demektir bu? Halk diliyle karşılığı: ''Ortaya söylenmiş bir lafı kişisel algılama rahatsızlığıdır.'' Ben bir şey diyorum, bana bir tane bile beğeni yapmamış embesiller gelip eleştirmek için sanki Yunanla savaşıyor gibi bir mücadeleye girişiyor. Ben bunda iyi niyet göremem çünkü iyi şeylerimi takdir edip ama şurası da yanlış olmuş diyen biri iyi niyetlidir fakat, sadece eleştiriye gelen art niyetlidir. Ki bu güruh, genelde feminist, komünist, kemalist takılan tayfa oluyor... Bir de bilmediği halde bildiğini zanneden muhafazakar cühela takımı.... Geçen vardı öyle biri... Benim kıçımla yazacağım bir kitap yazmış kendini ulaşılmaz mı zannediyor acaba :) Biz 5 kitap yazdık ama bir kere bile yazar-şair sıfatını koymadık kendimize. Bir kere kitap reklamı yapmadık. Neden? Sonradan görme değiliz de ondan... Sonradan görmenin de karşılığı, toplumdan kabul görme açlığıdır... Karşıma geçse kem küm der, ama yanına iki salak toplayınca ardında ordu var zannedip arkamdan ahkam kesiyor... O iki salağın da def ettiklerimden olması olayı özetliyor. Neyse biz bunlara alıştık, bunları aştık. Konu dünkü kreş meselesi idi... Demem o ki takdir ediyorsan beğenirsin, etmiyorsan geçer gidersin... Her boka havlayan it olmanın lüzumu yok :)) /
Reklam
"Konu ne olursa olsun verdiğin üzüntü ve aldığın ah bir cam parçasından daha keskindir. Dönüp dolaşıp üzerine basarsın." Hz. Mevlana Sultanım
"Konu ne olursa olsun, verdiğin 'üzüntü' ve aldığın 'ah' bir cam parçasından daha keskindir, dönüp dolaşıp üzerine basarsın."
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Elif Şafak ve Popüler Bir Yazar Olması Suçlaması Hakkında
NBC’nin Cannes büyük ödüllü Kış Uykusu filmini seyrettiğim zaman, filmde kullandığı toplumsal gerçekçi romanların ve eski Türk filmlerinin vazgeçilmez klişesi imam-kötü adam temasını fark ettiğimde yadırgamıştım. Tabii bu klişe eski filmlerdeki gibi kaba bir şekilde değil, ustaca ve hatta sadece dikkatli gözlerin görebileceği bir örtünün altında
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.