İki milyon yıl önce Doğu Afrika'ya bir gezi yapsaydınız, çok tanıdık insan karakterlerine tanık olabilirdiniz: çocuklarına sarılan endişeli anneler, çamurda oynayan çocuklar, rahat bırakılmak isteyen yaşlılar ve toplumun kurallarına başkaldıran gençler, görmüş geçirmiş yöneticileri ve köyün güzelini etkilemek isteyen gösteriş meraklısı maçolar. Bu arkaik insanlar âşık oldu, oynadı, yakın arkadaşlıklar kurdu, güç ve statü için mücadele etti. Fakat bunu şempanzeler, babunlar ve filler de yapıyordu. İnsanların hiç de özel bir durumu yoktu. Hiç kimsenin, elbette insanların da, bir gün kendi soylarından gelenlerin ayda yürüyeceğine, atomu parçalayacağına, genetik kodu çözeceğine ve tarih kitapları yazacağına dair en ufak bir fikri yoktu. Tarih öncesi insanlarla ilgili bilinmesi gereken en önemli şey, etraflarına goriller, ateşböcekleri veya denizanalarından daha fazla etki etmeyen sıradan hayvanlar olduklarıdır.
Yeniden kitaplarına sarılmıştı. İçinden hüznün, tuhaf bir karanlığı olan melankolik çiçeklerden gelen ağır, baygın bir koku misali yükseldiği o harikulade kitaplar tekrar onun yakınındaydı.
Sayfa 303 - Yakamoz Kitap
Reklam
ayni dertten mustarip oldugum konu...
Bu dunyada insan aklinin yüksek manevi dışavurumu dışındaki her şey önemsiz ve sıkıcıdır. Akıl, hayvanlar ve insanlar arasında keskin bir sınır çizer, insandaki ilahi yöne ışık tutar, hatta bir dereceye kadar gerçekte var olmayan ölümsüzlüğün yerini tutar. Buradan yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki akıl, elimizde olan yegâne zevk kaynağıdır. Etrafımızda akla dair hiçbir şey görmüyor, duymuyoruz, bu da zevkten mahrum olduğumuz anlamına geliyor. Gerçi elimizin altında kitaplar var, ama bu canlı bir sohbetin, karşılıklı ilişkinin yerini tutmuyor. Çok da doğru olmayan bir kıyaslama yapmama müsaade edecek olursanız, bence kitaplar notaya, sohbet ise şarkı söylemeye benziyor....
''Artık kitaplara konu olacak, ilham verecek hiçbir şey yaşanmıyordu; bu da neden eski kitaplara sıkı sıkı sarıldığımızın kanıtıydı.''
Sayfa 254Kitabı okudu
"+kitaplar hakkında ne düşünüyorsunuz? -aynı kitapları okumadığımıza eminim, aynı duygularla okumadığımıza da eminim. +böyle düşünmenize üzüldüm; ama hal böyleyse, en azından konu sıkıntısı olmaz... farklı görüşlerimizi karşılaştırabiliriz."
''... Bazen bir umutla, acı bir hasretle içimin en derinlerine bakarım. Onca insan, onca ses, koku, acı, sevinç, öfke, heves, dokunuş... denizin kıpkırmızı olduğu bir akşam, güneşin gamzelerinde battığı bir kadın... bakmakla görmek arasında kaybolmuş bir kızın zülüfleri... türküler türküler türküler... insanların birbirlerini ölene dek sevdiği kitaplar... Bütün bunlar şimdi nerelere gittiler? Bütün bunları insan neresinde saklar? Bunları unutmazsa nasıl yaşar insan? Bunları unutursa nasıl yaşar? Hangi vefa duygusuyla tutunacağız dünyaya? Hangi güzelliğin özrüyle varacağız mezara? Biz nasıl seveceğiz? Sevgimizi nasıl söyleyeceğiz? Bunu kim öğretecek bize? Ellerimiz bir su gibi akacak mı bir daha? ...''
Sayfa 37 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
1.000 öğeden 721 ile 730 arasındakiler gösteriliyor.