Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları.
Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu.
Bir araya geldiklerinde şimşekler
Hasan, "lşte bir ülkede yaşayanlar," dedi sardığı sigarayı Alper'e ikram ederken. Alper başıyla tanımı da sigarayı da reddetti. "Vatandaş kim o zaman?" "Yurttaşlık resmî bir hal," dedi Hasan ve ekledi: "Abi mesela Arap halkı, Türk halkı, Kürt halkı... Böyle..." Alper derste hocanın da sorduğu soruyu
"Tanrıçalar şu an da diyarda. Ama Daren orada yapılanların intikamını almıyor," dedim. Konu nasıl buraya geldi emin değildim ama artık ben de eğlenmiyordum. "Çünkü ben burdayım. Çünkü bu kesinlikle almayı hak ettiği intikamından daha önemli."
Herkese selam. Beni çok keyiflendiren, okurken içimin yağlarını eriten intikam temalı bir kitapla geldim. Kitap Poppy'nin günlüğü ve günümüz şeklinde ilerliyor. Böylelikle bu dört bitches'ın iğrençlikleri hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. O malum dörtlü karakterin pişkinlikleri bir ara saçımı başımı yolduracak olsa da okuduğuma asla
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
İnsandan (Varlığı Adlandırılmış/Anlamlandırılmış Bir Salt Özden) , Adı (varlığı) Elinden Alınarak Adsızlaştırılan, Nesneye Dönüştürülüp Hiçliğe Savrulan Bir Adamın Fenomenolojik Bir Novellası:
Çerçici
Tesadüf eseri tanıştığım ve iyi ki böylesi bir kitapla tanışmışım dedirten bir okuma oldu benim için.
Suç, Ceza ve Vicdan Azabı
Nasıl başlık ama, mükemmel estetik duruyor değil mi ? Romanı ilk okuduğumda 12-13 yaşımdayken falan aklıma bu başlık gelmişti. “Ben olsam kitabın adını böyle yapardım” demiştim. İyi ki ismini ben koymamışım berbat olurmuş.
Neyse konumuz bu değil, kitabı incelemeden önce biraz vicdan azabını tanıyalım. Bu yazılar
Geceye bugün yaşadığım iki meseleyi bırakayım. İkincisine kulak misafiri oldum ve meselenin aslını bilmiyorum ki beni de ilgilendirmez. İlk meseleyi anlatayım. Bugün çalıştığım yerde arabalar gelenin gidenin yolunu engellemesin diye dubalar konulmuş ve ortada park yapılmaz işareti var. Sabah dubaların ayırdığı kısım arasına geniş cüsseli bir
Büyük Selçuklular hakkında siyasi,kültürel,ekonomik yönleriyle bilgi edinmek isteyenlerin başvurabileceği ,şekil olarak konu değil Selçuklu sultanları ve dönemlerinde olan olayları kronolojik sıra ile okuyup öğrenebileceğiniz bir kitap.
Buraya uzun uzun hangi sultan zamanında ne olup bitmiş yazmak niyetinde değilim.Herzamanki gibi okuduğum
...?...?/1989...
Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik