Profil
Yeni anlamlar
Bibliyoman: Kitap Hastası Şose: Genellikle taş kırıkları üzerine kum dökülerek yapılan karayolu. Maşeral fevzi çakmak: Türkiye'nin Mustafa Kemal Atatürk'ten sonraki ikinci ve son mareşali. İlk Millî Savunma Bakanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Cumhuriyet dönemindeki ilk genelkurmay başkanı ve Osmanlı İmparatorluğu’nun 3 Şubat 1920 ile 5 Nisan 1920 tarihleri arasındaki Harbiye Nazırı’dır. DDT: DDT (dikloro difenil trikloroetan), çok zehirli ve inatçı bir böcek öldürücüdür. Kolayca vücut dokusundaki yağlarda çözülür ve gıda zincirinde birikmeye başlar. 1939 yılında keşfedilen DDT, dünyada en yaygın biçimde kullanılan böcek ilacıydı. Balıklar ve kuşlar için çok öldürücü olduğu anlaşıldı Bahusus: Özellikle Marabanın başı: Toprak sâhibi olmayan, arâziyi ürünün bir kısmı karşılığında ekip biçen, işleyen kimse, yarıcı. Mesleği sâdece çiftçilik olan varlıksız kimse. Deşt : çöl Miracle: Mucize Fragile: kırılgan Maşaralar: Şebi yelda: Kılıç atlayıp yemin etmek:
el-duande
El-duende sözcük anlamıyla bir kişinin yürüyüş tarzı, sesinin tonu, hatta küçük parmağını kaldırma şekli dahil, eylemlerinin ve yaratıcı hayatının arkasındaki goblin [cin] rüzgârı ya da kuvvetidir. Flamenko dansında kullanılan bir terimdir; şiirsel imgelerle "düşünme" yeteneğini tanımlamak için de kullanılır. Öykü toplayan Latin curandera'lar arasında kendi ruhundan daha fazla ruhla dolma yeteneği olarak anlaşılır. İster sanatçı olunsun, isterse izleyici, dinleyici ya da okur, el-duende bulunduğu zaman, insan, dansın, müziğin, sözcüklerin, sanatın altındakini görür, duyar, okur, hisseder; orada olduğunu bilir. El-duende orada olmadığı zaman, ol-madığını da bilir.
Reklam
Zulkarneyn : Iki hayat sahibi , iki boynuzlu .
Oğuz: Türklere gönderilen peygamberlerin içinden hükümdar olan kişilerin aldığı bir isimdir .
Reklam
Varta
... vartayı atlatmıştık. "Varta" Köken Arapça wrṭ kökünden gelen warṭa(t) ورطة “uçurum, (mecazi) bela, badire” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Eski Yunanca bárathron βάραθρον “uçurum, özellikle Atina'da ölüm mahkûmlarının atıldığı bayır, (mecazi) bela, felaket” sözcüğünden alıntıdır.
Nekâhet
Müzdat için uzun nekâhet imkânı sağladı. "Nekâhet" Köken Arapça nḳh kökünden gelen naḳāha(t) نقاهة  “hastalıktan iyileşme” sözcüğünden alıntıdır.
Sayfa 279Kitabı okudu
85 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.