Bir gecede üç bebeğin hem babasız hem annesiz kaldığını düşünün. Aradan otuz yıl geçse bile o korkunç geceyi unutamıyorum; soğukkanlılıkla bu olayları anlatamıyorum. Sanki bizim için hâlâ dün gibi.
"Haçatur'la mahzene indiğimizde askerlerimiz on üç yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilemişlerdi, başından, göğsünden ve karnından çekerek derisini yüzdüm. Saate baktım, Türk çocuğu yedi dakika sonra öldü. Türk çocuğuna yaptığım bu işkencelerden dolayı, kendimi rahatsız hissetmedim. Ruhum, halkımın yüzde birinin bile intikamını aldığım için sevinçten gurur duydum. Ve bu Türk çocuğunun bedenini köpeklere attım. Akşam aynı şeyi üç Türk çocuğuna daha yaptık. Bunu bir Ermeni vatandaşı olarak yaptım."
Azerbaycan'ın güçlü bir düzenli ordusu, devletin ve vatandaşlarının Karabağ sorununun çözümü konusunda ortak akıl yürütmesi; topraklarımızın düşmanın elinden kurtulacağı günün çok da uzak olmadığını göstermektedir.