Kendimiz sandığımızdan çok daha zenginiz; ama bizi ordan burdan alarak, dilenerek yaşamaya alıştırmışlar: Kendimizden çok başkalarından faydalanmaya zorlamışlar bizi.
🌟 Zamanınızı Yönetmek ve Psikolojik Sağlamlığınızı Güçlendirmek İçin Davetlisiniz! 🚀
Hayatınızı daha etkili yönetmek ve içsel gücünüzü keşfetmek için harika bir fırsat!
🕒 Zaman Yönetimi: Zamanınızı en verimli şekilde nasıl kullanabileceğinizi öğrenmek ve hayatınıza denge getirmek için bu etkinliğimize katılın.
💪 Psikolojik Sağlamlık: Günlük stresle daha iyi başa çıkmak, zorlukları fırsata dönüştürmek ve duygusal dayanıklılığınızı artırmak için bu önemli konuda uzmanlarımızdan bilgi alın.
🔗 Kayıt ve Detaylar İçin Profilimizdeki Linki Tıklayın!
forms.gle/gdFXDhRWFDdgzcN68
Bu fırsatı kaçırmayın, hayatınızı dönüştürmek için adım atın! 💫 #ZamanYönetimi #PsikolojikSağlamlık #KişiselGelişim
Geçen yüzyılda yazılmış bir İngiliz yergi romanının Gulliver adlı kahramanı, boyları iki parmak anca gelen cüceler ülkesinden döner; ancak kendini cüceler arasında dev görmeye öyle alışmıştır ki Londra sokaklarında dolaşırken de elinde olmadan yoldaki insanlara, arabalara bağırır, kendini hâlâ dev, çevredeki herkesi cüce görerek; onları ezmemesi için yana çekilmelerini, kendilerini korumalarını ister. Bu yüzden alaylara, sövgülere uğrar, hatta kimi arabacılar kamçılarıyla bile vururlar deve. İyi ama doğru mu bu yaptıkları? Alışkanlık... Neler yaptırmaz insana!
Sayfa 4 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 12. BasımKitabı okudu
"Gulliver adlı kahramanı, boyları iki parmak anca gelen cüceler ülkesinden döner; ancak kendini cüceler arasında dev görmeye öyle alışmıştır ki Londra sokaklarında dolaşırken de elinde olmadan yoldaki insanlara, arabalara bağırır, kendini hâlâ dev, çevredeki herkesi cüce görerek; onları ezmemesi için yana çekilmelerini, kendilerini korumalarını ister. Bu yüzden alaylara, sövgülere uğrar, hatta kimi arabacılar kamçılarıyla bile vururlar deve. İyi ama doğru mu bu yaptıkları? Alışkanlık... Neler yaptırmaz insana!"
...Kim bilir, iç sıkıntısı olmasa, belki insanlar işe gitmeyi unuturlardı. 'İş avutur,' derdi babası. O böyle avuntu istemiyordu. Bir örnek yazılar yazmak, bir örnek dersler vermek, bir örnek çekiç sallamaktı onların iş dedikleri. Kornasını ötekilerden başka öttüren bir şoför, çekicini başka ahenkle sallayan bir demirci bile ikinci gün kendi kendini tekrarlıyordu. Yaşamanın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. Çoğunluk çabadan, yenilikten korkuyordu. Ne kolaydı onlara uymak!