Allah'a yemin ederim ki hiçbir mümine, Allah'a karşı hüsn-i zan içinde olmaktan daha güzel bir şey verilemez. Allah'a yemin ederim ki kim Allah'tan en güzelini beklerse Allah da ona umduğunun karşılığını verir. Bu her hayrın onun elinde olmasından dolayıdır.
İbn Mes’ûd radıyallâhu anh
Çok isabetli bir çıkarım;
Kadının, modern dünyanın beklentilerine göre hareket ettiği takdirde mutlu olacağına inanmak yine kadını yok saymak anlamına gelmez mi?
Sayfa 52
Birine: Rızık talebinde farklı çarelere başvurmayı, onu elde etmek için değişik yollara yönelmeyi sana kim öğretti, diye sorulunca, o da şu cevabı vermiş:
Soylu ve üstün tabiatlı arslanlara kendi avından başka avdan yememe ilhamını veren bana öğretti. Böyle bir arslan, başkasının avının yanından geçtiği takdirde açlıktan bitip tükenmiş olsa dahi yanına yaklaşmaz. Yine arslana kaplanla bir araya geldiği vakit ondan kurtuluncaya kadar kaplana boyun eğip, alçak gönüllülük göstermeyi öğreten bana öğretti.
Sayfa 184
Dilin sakıncalı unsurlardan en güzel şekilde korunması edep ve terbiyedendir. Kullanılan kelimelerde dahi edebe riâyet etmek, ihlasın mükemmellik göstergelerindendir.
Sayfa 251
Kul, tevhîdinin ve îmânının mükemmelliği oranında, inşirah bulmuş/ genişlemiş bir kalp ve mutmain bir gönülle sıkıntılara acılara ve Allah'ın elem verici takdirine rıza gösterir, teslim olur.
Sayfa 41
Dâvûd aleyhisselâm'ın şöyle dediği nakledilmektedir:
Rabbim ben sana nasıl şükredebilirim ki? Benim sana şükredebilmem bile bir başka şükrü gerektiren üzerimdeki nimetlerinden bir nimettir. Bunun üzerine Yüce Allah: Şu anda bana şükretmiş bulundun ey Dâvûd, buyurdu.
Sayfa 96 - Ahmed, ez-Zühd (No: 362)
Ömer b. el-Hattab der ki:
Hoşuma gidip sevdiğim ve hoşuma gitmeyip sevmediğim bir halde sabahı etmiş olmama aldırmıyorum…Çünkü ben hayrın sevdiğim şeylerde mi, hoşlanmadığım şeylerde mi olduğunu bilmiyorum.
Sayfa 86
"Sana faydalı olan şeylere tutkuyla bağlan, Allah'tan yardım dile ve acizlik gösterme"
Sayfa 67 - Müslim (No: 2664)
Yaş aldıkça yeniden yeniden yorumladığım bir yazı:
"Ben zannediyordum ki ömürlerimizin teknesini istediğimiz sahile götürmek için yalnız onun dümenini ele almak kafidir...
Şimdi anlıyorum ki değilmiş...
Yollar görünmez kayalarla doluymuş...
Onlara çarpmamak lazımmış...
Daha fenası gizli cereyanlar varmış ki insan onlara kapıldığı zaman yolun değiştiğini, gittikçe uzaklaştığını farketmezmiş...
Tâ kendisini başka sahillere düşmüş görünceye kadar..."
“Hayatın keşfettiğim temel bir kuralı var Nevin, bir seçim yaptığımızda seçmediğimiz şeyleri kaybetmiş ya da terk etmiş oluyoruz. Herhangi bir markanın bir model arabasını aldığımızda diğer tüm marka ve model arabalardan vazgeçmiş oluruz. Beğendiğimiz bir evi aldığımızda o bölgede satılık olan diğer tüm evleri dışlamış oluyoruz. Bir mesleğe yöneldiğimizde diğer meslekleri devre dışı bırakmış oluruz. Aynı şekilde birilerini mutlu etmeye çalıştığımızda da bazılarını mutlu etmeme ihtimalini de üstlenmiş oluyoruz. Ya seçim yapmayacağız ya da seçimimizi kendi doğrularımızdan yana yapacağız. Karar senin!"
Sayfa 119
