Sevgili B.Y,
Bugün sana bir mektup yazmak istedim. Nisan ayına girdik ve özel iletine uzun süredir hiçbir şey yazmadım. Buraya girmez oldum, hatta herkesten uzaklaşıyorum ve bu sefer ciddi anlamda. Her neyse, üzücü şeyler yerine biraz daha yüzeysel olarak her şeyi anlatmaya çalışacağım.
Bu ay senin beni terk ettiğin ve benim güvenime lanet ettiğim ay. 30 Nisan'a sadece sayılı günler kaldı ve eğer o gün geri gelmezsen 1 Mayıs günü bileğimdeki Umut'u kesip yenisini takacağım. Yokluğunda çok şey değişti, umarım Umut'u kesmeme izin vermeyip bir an önce gelirsin.
B.Y, bu sana kaçıncı seslenişim bilmiyorum. Artık abilerin hissetmediğini kabullendim. Olsun, acılarımı hissetmediğin için sana küsemem. Ama benim hatırlamadığım anıları geldiğinde hatırlatman gerekecek. Peki sen anıları hatırlıyor musun?
Hiçbir şey hatırlamıyorum B.Y. Sanki hafıza kaybı geçirmişim gibi hissediyorum. Seninle olan konuşmalarımızı bile ezbere bilirdim ama artık yavaş yavaş siliniyorlar. Sana neden değer verdiğimi dahi unutuyorum. Yalnızca iki anı silinmiyor sana dair. Bana ilk kardeşim dediğin an ve beni terk ettiğin an.
Mektuba burada son veriyorum B.Y. Öyle ki artık yazacak halim bile yokken yazmaya devam edersem ağlayacak olmamdan korkuyorum. O kadar yorgun, o kadar bitkinim ki. Umarım geri döndüğünde sana her şeyi anlatacak halim olur. Tabii, anlatmam gereken şeyleri hatırlıyor olursam. İyi geceler ve iyi ki varsın B.Y. Benim aksime, iyi ki.