b

Ben’den 𓆰

0 member
“Öfke de geçince hiçbir şey kalmıyor geriye, söylenilen sözlerin öfkeyle mi, üzüntüyle mi söylenince daha çok acıttığını düşündüm bir süre. Fark etmiyor dedim yine kendime. Birini incitecek kadar bozmuşsan fikrini ve zikrini. Fark etmiyordu sebep ne. Kalbine ikna edemiyorsan karşındakini ne yaptığın bir önem arz etmiyordu. Kalbimin aydınlık yanı hep başka hayallerdeydi, mümkün kılamasam da düşünmesi bile yeterdi. Hani niyetti önemli olan? Iıı ııı!.. Neyi mümkün edebiliyorsan o kadardı işte hayat. Yapabildiklerinle ve hatta sade onlarla ilgilenen ilişkiler. Hani diyordu ya kaybedenler kulübünde “bunca insan yalnızken neden bunca insan yalnız?” açıkçası hayatımda bir toplu soruna karşı duyduğum en mantıklı soru bu. Biraz ustaya yaklaşmak istiyorum. Çabamı mazur görün asla yaklaşamam ama yine de sormam gerek… iyi niyeti anlamayacak kadar hisleri tıkalı mısınız gerçekten? Tıkanıklığınızın en sonunda karşınızdakilerde pes dedirtip art niyete dönüştüğünün farkına varıyor musunuz peki? Zor değil mi? İnsan da hayat gibi. Güzel olsa da bir yerden sonra çekilmiyor. Haklısınız.” ~ ben’den ~ 20.08.2023 ~ 03:45 ~
Ben demiş biri
Reklam
Yıldız
Gökyüzünde kaç yıldız var bilirmisin?
Sokaklar
Sokakları bana birakin, adım adım gezmek istiyorum. Sessizce
aynadaki cam - dört
“Boşluğu neyle dolduracağını bilemediğin her an öfkeni kullanabilirsin bunu yapmadığın anlardan hemen sonra pişmanlığın, uçurumdan atlarken denize düşüp hayatta kalma ihtimali olmasın diye ayağına bağladığın taş misali peşinden geldiğini gördükçe öfken tüm boşluklarını dolduracak. Hiçbir şeye değmediğini gördükçe o öfke her şeye değecek. Herkes
sıfır - iki
“Yüzündeki çukura binlerce kelime yazılır belki, kırışıklıklarının içine saklananlar gibi. O güzelim çekik gözlerine de biraz kaz ayağı gelip oturmuştur artık değil mi sen de bizdensin sonuçta -doğmak zorunda olan, mecburen yaşayan ve yine ölmek zorunda olan-. Bir öpücüğün kırk yıl hatırı mı olurmuş deme, olurmuş… Hayatında hiç bu kadar masum bir şey görmemiş’e, olurmuş. Sevginin masumiyeti vardı bir zamanlar. Dokunmaktan ya incitirsem diye korktuğun ya da çektikçe tükenen bir oksijen tüpü gibi yarına da saklamalıyım diye çekine çekine aldığın kısık nefesine karışan kokusu, baktıkça anlamını çözdüm diye düşünüp onu yitirmesin diye utana sıkıla bakışlarını onun üzerinde gezdirdiğin bir tabloymuş gibiydi bir zaman sevmek. Sevildiğinden emin olmadığın bir zamana ait değil artık bu düşünceler doğru ama yine de ondan hiçbir zaman emin olamazsın dememiş miydi Fuzuli? Emin olabileceğin tek şey sevmekse ve sevmek tüm bu güzelliği beraberinde getirecekse ne diye sevmekten vazgeçmeliyiz? Aksine esmeli bir yerlerden güzellik rüzgarı hem öyle şiddetli esmeli ki etrafta bir parça karalık bırakmamalı, değil mi ki kalplerimizi o her şeyi yutan renge köle ettik. Biraz bira ve yiyecek iki lokma için çok şeyden vazgeçtik. Şimdi isyanın tam zamanı değilse bilmiyorum ne zaman? Biliyorsan sen söyle?” ~ ben’den ~ 06.08.2023 ~ 02:39 ~
Reklam
172 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.