Kitabın ilk 100-150 sayfasında kurulan evrendeki ayrıntılar çok çok detaylı, hatta gereksiz bile diyebileceğim kadar da fazla geldi bana. Başlarda geçen isimler ya da yerler sadece o sayfalarda kaldığı, bir noktada tekrar kullanılmadığı için pek hoşuma gitmedi bu durum. Bunun dışında ana karakterin konuşma tarzının başlarda 'Canın cehenneme dostum' gibi bir hissiyatı vardı, kitapta ifade edildiği şekliyle varoş ve yerel söylemleri ile yer yer kullanılan küfürler bende olumsuz bir his bıraktı. Tabi kitaba dair getirebileceğim eleştiriler yalnızca bunlardan ibaret ve aslında ana karakterin 'varoş, eğitimsiz, hiçbir işe yaramayan, kendini geliştirmemiş, tembel' birinden 'intikam hırsıyla yanan, kendini geliştirmeye ve iyileştirmeye adayan, güçlü kuvvetli, hırslı' bir kahramana dönüşümüne adım adım tanık olunca her şey yerli yerine oturuyor.
Kitapta en sevdiğim noktaysa bu oldu, normalde belki de bir kitabın ana kahramanı olamayacak birinin dönüşümünü görmek gerçekten keyifliydi hatta hiç beklemedim ve hayran kaldığım, baştaki o halinden hiç de beklenmeyecek bir tutumla da beni baya bir etkiledi. Kitabın kurgusuysa o kadar iyiydi ki neden bir bilimkurgu klasiği olduğunu sorgulamaya bile lüzum kalmıyor. Aynı zamanda toplumdaki neredeyse herkesin artık teleport etme özelliği kazanıp istedikleri her yere rahatça gidebiliyor oluşlarıyla dünyada ne gibi değişikliklerin ortaya çıktığını, toplumsal ve evrimsel dönüşümü görmek de gerçekten çok keyifliydi.