b

Bilmeniz Gereken 50 Tablo

0 üye
Mona Lisa 1503-1506
Floransalı dâhi Leonardo da Vinci, Rönesans'ın en iyi ressamlarından biri olarak kabul görür. Kesin olmamakla beraber Verrocchio'dan eğitim aldığı söylenir. 1482'de Milano'ya taşındığında Dük Sforza için çalışmaya başladı. Sanatçı, fresk teknikleri ve kompozisyonu işleme biçimiyle diğer sanatçılardan sıyrılmayı başardı. Biraz dağınık bir karaktere sahip olması, birçok eserini yarıda bırakmasına neden oldu. Yalnızca resimle yetinmeyip heykel, matematik ve anatomi gibi birçok farklı alanda da ivme kaydetti. Uzun yıllar İtalya'da bir seyyah gibi dolaşan da Vinci, birçok kral ve asil için resimler yaptı. Üstün zekâsı ve hemen her şeye merak salması, sanatının çeşitliliğine ilham verdi. Resim konusunda o kadar ustalaştı ki, 1503-1506 yılları arasında yaptığı 'Mona Lisa' tablosu hemen herkesten tam not aldı. Mona Lisa'nın yüzündeki hem mutlu hem de hüzünlü ifadenin sırrı, bugün bile tam anlamıyla çözülebilmiş değil. Portrede oturur halde görünen Lisa Gherardini sfumoto tekniğiyle (renk ve tonlar arasında yumuşak geçişleri sağlayan gölgeleme yöntemi) resmedilmiştir. Bu tekniği ilk kez da Vinci kullanmıştır.
Bathing At Asnieres 1884
Güzel Sanatlar Okulu'nda eğitim gören Georges Seurat, resim sanatına getirdiği yenilik sayesinde, büyük ressamlar arasındaki yerini aldı. Renklerin bölünmesi ve optik karışıma dayalı yeni izlenimciliğin kurucularından oldu. İlk yapıtlarında, Chevreul'ün renk teorilerinden ve klasisizmden etkilense de, sonraki yıllarda kendi özel renk karışımlarını ve fırça darbelerini buldu. Eserlerinde, çoklu bir renk geçişi yakalayarak sanki bir fotoğrafa bakıyormuşcasına canlı anları resmetti. Yaşadığı dönem için çok tercih edilen bir teknik olmamasına rağmen, sonraki nesil için öncü oldu. 'Asnieres'de Yıkananlar' yapıtı, küçük fırça darbeleri kullanılarak yapılan ‘balayé' tekniğiyle resmedildi. Ressamın renkleri, çağdaş renk teorisinin de ilk örneklerinden biri kabul edilmesini sağlamıştır. Sanayinin gelişmesiyle ortaya çıkan işçi sınıfının tatil merkezi haline gelen Asnieres'de yüzen ve dinlenen işçileri resmeden Seurat, burjuva ve çalışan takımının farklı zevklerine dikkat çeker.
Reklam
La Persistencia De La Memoria 1937
İspanya'da doğan Salvador Dali, sürrealizmin önemli temsilcilerinden biridir. 1922'de Madrid'deki San Fernando Güzel Sanatlar Kraliyet Akademisi'ne kayıt olan ressamın ilk eserlerinde kübizm ve dadaizmin etkileri görülür. Disiplinsiz davranışları yüzünden okuldan zaman zaman uzaklaştırılan Dali, ilk sergisini 1925'te Barselona'da açtı ve hem eleştirmenlerden hem de sanatseverlerden tam not aldı. Birkaç yıl sonra Paris'te tanıştığı Pablo Picasso ile yakın arkadaş oldu. O dönem eserlerinde kendisinden çok etkilendi. Londra'da tanıştığı Sigmund Freud da ressamın hayatını derinden etkiledi. Dali, hayatı boyunca bin 500'den fazla resme ve onlarca heykele imza attı. Sanatçının en ünlü tablolarından 'Belleğin Azmi', eriyen cep saatleri sembolizminde, zamanı ve belleği kullanır. Yapıt, Dali'nin ‘yumuşaklık' ve 'sertlik' anlayışına önemli bir örnektir. Bir ağustos güneşi sıcağında eriyen Camembert peynirinden ilham alarak yağlı boya ile çalıştığı eser, değişmez ve katı olan zaman anlayışını protesto niteliğindedir.
La Rue Mosnier Aux Drapeaux 1878
Modern konuları resme taşımasıyla 19'uncu yüzyılda ünlenen Manet, empresyonist akımın önde gelen isimlerinden. Couture'ün yanında çıraklık yaptı. ‘Kırda Öğle Yemeği' ve ‘Olympia' adlı iki eseri, modern sanatın başlaması açısından önemli rol oynadı ve kendisinden sonra gelen genç nesle ilham kaynağı oldu. Parisli bir grup modernistin içinde yer alarak, klasik öğeler ya da konular yerine, değişen ve modernleşen hayatı resme taşıdı. Aslında tam olarak hiçbir zaman empresyonizmin bir parçası olmadı, son dönem çalışmalarında açık yapıt tablolar resmetmeye gayret etti. 'La Rue Mosnier aux Drapeaux' tablosunda, Mosnier Sokağı'nın bayraklar asılmış olağan bir gününü, fotoğraftaki kadar canlı bir ışıklandırmayla anlattı. Eserdeki derinlik hemen göze çarpar, üstelik sokak hareketlidir de. Barış Bayramı olarak 30 Haziran'da Fransa'da yapılan resmi tatilin hemen ardından yapılan tabloda, Fransız bayrakları dikkat çeker. Sokağın binalarının yenilenmiş hali, Endüstri Devrimi'ne de gönderme niteliği taşır.
Nave Nave Moe 1894
Hayatının büyük bir bölümünü Tahiti'de geçiren Paul Gauguin, 1855'te Fransa'ya döndüğünde bir süre borsada çalıştı ve resme olan tutkusunu hobi olarak devam ettirdi. 1882'de çalıştığı borsa dramatik bir çöküş yaşayınca, hayatının kararını alarak yalnızca resme yöneldi. İlk resimleri empresyonist tarzda olmasına rağmen Pissarro’yla tanıştıktan sonra farklı bir vizyon yakaladı ve daha çok sembolizmin etkisinde eserler verdi. Japon resimlerini incelerken keşfettiği parlaklık, karışık renkler ve özel çizgiler de Gauguin'in kendi tarzını yakalamasında etkili oldu. Eserlerini, Tahiti’den edindiği izlenimleri harmanladığı, özel tarzıyla yorumladı. En önemli tablolarından “The Vision after the Serman', bu dönemin ürünü olarak ön plan çıktı. 1894'te yaptığı başarılı tablosu 'Nave Nave Moe', Tahitili iki genç kızın gün ortasındaki en saf halini anlatır. Kullandığı canlı renkler ve resmin doğallığı, ressamın başarısını perçinler. Sentetik teknik kullanan ressamın eserinde iki kız, kompozisyondan uzak, yapıştırma gibi durur.
The Third of May 1808 '1814'
Portrelerle tanınan Goya'nın eserlerinde modern sanatın ilk adımları görülür. Genç yaştan itibaren yaptığı resimlerle takdir kazanan ressam, 40 yaşına geldiğinde Kral IV. Carlos'un emrine girdi ve sarayın baş ressamı olarak birçok eser verdi. Güney İspanya yolculukları sırasında geçirdiği rahatsızlık yüzünden sağır oldu. Mizacı, karamsar ve içe dönük bir hâl aldı. Tablolarında, bunalım, zulüm ve travmaları konu edinmeye başladı. Bu dönemde gözlemci tarafının ağır bastığı eserler ön plana çıktı. Fransız askerlerinin İspanya işgalinden de etkilenen Goya, '3 Mayıs 1808' tablosunda şiddeti ve savaşı resmetti. Eserde, beyaz gömlekli bir İspanyolun, Fransız askerleri tarafından kurşuna dizilişi resmedilir. Yerde, kanlar içinde yatan insanlar vardır. Goya, eserini Fransızların 1808'de Madrid'i işgali sırasında, Napolyon'un asekerlerine direnen ve çaresiz kalan İspanyolların anısına resmetmiştir. Tablo, kanlı bir savaşı resmederek, tarihe ışık tuttuğu için önemlidir.
Reklam
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.