b

Bilmeniz Gereken 50 Tablo

0 üye
Le Barrage De Saint Mammes 1885
Alfred Sisley, çocukluğunun ilk yıllarında Corot'nun, 1862'de Charles Gleyre'in stüdyosuna kabul edildi. Monet ve Renoir'ın eserleriyle burada tanıştı ve bu iki sanatçıdan da ilham aldı. Ressamın, tablolarında en göze çarpan unsur ışıklandırması oldu. Renkleri birbirine karıştırarak elde ettiği ışık oyunları tablolarının, başka sanatçılarınkinden ayrılmasını sağladı. Bir süre sonra da empresyonizm akımının en sadık sanatçılarından biri haline geldi. Özellikle dış mekân ve manzara resimleri çizen Sisley için Loire Vadisi, Seine ve Thames Nehri önemli temalar arasında yer aldı. Babasının zengin olması, sanatıyla daha fazla ilgilenmesine ve tablolarında kendini geliştirmesine olanak tanıdı. Le Barrage de Saint Mammes' (Saint Mammes Barajı) tablosunda Sisley, empresyonizmin en önemli özelliklerinden biri olan aydınlık renkleri kullanmıştır.
The Wonderer Above The Sea Of Clouds 1818
Caspar David Freidrich, J. G. Quinstrop'tan dersler alarak resim yeteneğini geliştirdi. 1794'te girdiği Kopenhag Akademi'de dikkat çekti. Okul bittikten sonra Almanya'ya dönerek Dresden'e yerleşti ve hayatının sonuna kadar oradan ayrılmadı. Dramatik sahneleri, karmaşık duyguları ve esrarengiz atmosferleri resmetmesiyle ünlendi. Doğanın hem sakin hem de coştuğu anları tuvaline yansıtan sanatçı, genç Alman ve İskandinav sanatçıları derinden etkiledi. 1824'te Dresden Akademisi'ndeki profesörlüğü sırasında öğrencilerine, formatif figürleri ve romantik akımın inceliklerini aşıladı. Bir dönem eserleri sanat çevrelerince unutulsa da, 1900'lerin başında popülerliğini yeniden kazandı. Sisli bir havada, kayalıkların üzerinde sırtı dönük bir erkeği tasvir ettiği ‘Bulutların Üzerinde Yolculuk' tablosu, geleceği düşünen ama önünü sis perdesinden göremeyen birinin hikâyesini anlatır. Tabloda, karmaşık ve belirsiz bir manzaraya bakan erkeğin kendi üzerine düşünüyor olması, hem bu manzara içinde önemsizliğine, hem de dik bir kayalıkta durduğu için, önündeki her şeye vakıf olduğuna gönderme yapar.
Reklam
Venus Asleep 1944
İlk sergisini 1924'te açan Paul Delvaux, Brüksel Güzel Sanatlar Akademisi'nde sanat ve mimarlık eğitimi aldı. İlk dönem eserlerinde, Avrupa'da yaygın olan yeni-empresyonist akımının etkisinde kaldı. 1938'de, İtalya'da katıldığı bir sergide, sürrealizmden etkilendi; Salvador Dali ve Rene Magritte gibi sanatçıların tarzına yakınlaşmaya başladı. Delvaux, yaptığı büyük duvar resimleriyle kendinden söz ettirmeyi başardı. Brüksel ve Liege'de yaptığı bazı duvar resimlerinin boyu 1.5x2.5 metreyi buldu. Başarısı nedeniyle kendisine Brüksel Güzel Sanatlar Akademisi'nde kürsü verildi. Freud'dan etkilenen ressam en ünlü tablolarından 'Uyuyan Venüs'te, kabus gören Venüs'ü resmeder. Eserde, antik Roma mimarisi ve modern giyimli kadınlar dikkat çeker.
Nighthawks 1942
Eserlerinde daha çok günlük Amerikan hayatının yalnızlığı yer aldı. Barlar, restoranlar ve hatta benzin istasyonları bile Hopper'ın ilgi odağı oldu. Bu tarzı, onun gölgeleri kullanma ve vurgulamak istediklerini öne çıkarma başarısında önemli bir rol oynadı. New York'ta, Robert Henri'nin yanında çalışma fırsatı buldu. 1900-1906 yılları arasında Avrupa'ya seyahate çıktı ve Paris'teki sanat çevresinden ve tutkulu atmosferden etkilendi. Fransız empresyonizminden feyz aldı. Sanat hayatının son yıllarında empresyonizmden tamamen vazgeçen sanatçı, 'pop art'ın ilk temsilcilerinden oldu. Manhattan'daki bir restorandan esinlenerek çizdiği 'Gece Kuşları' tablosu, Amerikan resim tarihinin önemli eserlerinden biri. Tabloda, gece geç bir saatte, şehir uyumasına rağmen, birbirine yakın duran ama hiç konuşmayan üç müşteri konu edilir. Ünlü Pearl Harbour saldırısı sonrası yapılan resimde, garsonun başındaki denizci şapkası, bu vahim olaya gönderme yapar. Birbiriyle hiç konuşmadan duran üç insanın aralarındaki kopukluk ve karamsar halleri, dönemin Amerikan toplumunun psikolojik yansıması sayılır.
Rain, Steam And Speed 1844
Joseph Mallord William Turner, 1789'da Kraliyet Akademisi'ni bitirdikten sonra İngiltere'yi gezdi ve seyahatleri sırasında onlarca deftere, hem notlar aldı hem küçük çizimler yaptı. Çalışmalarının ilk meyvelerinde, suluboya ve yağlı boya kullanmasına rağmen sonunda yağlı boyada kendini bulduğunu anladı. 1819'da İtalya'ya yaptığı ilk seyahatten sonraki bazı eserlerinde klasik döneme ait izler bulunur. 'Rain, Steam and Speed' adlı eserinde ise empresyonizmin ilk izleri görülür. Geride, 300'den fazla yağlıboya eser bırakan İngiliz ressam, modern resmin de öncüsü kabul edilir. En ünlü tablosu olarak bilinen 'Rain, Steam and Speed'de, Büyük Batı Tren Yolu'nu resmeden sanatçı, sanayi devriminden sonra değişen ve hızla farklı bir yöne gden topluma bir gönderme yapar. Belli belirsiz resmedilen tren, buhar, hız ve yağmurun arasında flulaşarak yol alır.
Las Meninas 1656
Felsefe, dil eğitimi ve resim dersleri aldı. İlk öğretmeni Herera oldu, sonra Pacheco'nun yanında eğitim gördü. İki öğretmeninden de etkilenen Velazquez, Kral IV Felipe'nin sarayına ressam olarak atandı ve İspanyol kralın dostluğunu kazandı. Yaptığı portrelerle adından söz ettiren ressamın, ışık oyunları ve tablolarında yarattığı atmosfer, genç İspanyol sanatçılara ilham verdi. Bodegon türünde eserleriyle dikkat çeken Velazquez'in en ünlü tablosu 'Las Meninas', şaşırtıcı bir özelliğe sahiptir. Tablosunda, kendini de resmedilenler arasına yerleştiren Valezquez, yaptığı oyunla gizemli bir hava yaratmayı başarır. Kral IV. Felipe'nin kızı Margarita ve hizmetçileri, resmi yapan Velazquez'in yanında konumlanır. Kral ve kraliçenin ise arka tarafa yerleştirilmiş bir aynadan yansıması görülmektedir. Böylece resim, ayna objesi sayesinde, dışarıdakini içeriye dâhil etmektedir. Resmin yapıldığı resmedilmesi ressamı unutulmaz kılmıştır. Valezquez'in, Batı resmine farklı mekân yorumlarıyla kattığı eserler, dikkat çekicidir. anin
Reklam
Geri14
50 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.