b

Binnur Şafak Nigiz

"Şimdi biraz nefes alalım kız çocuğu," dedi mesafesini biraz bile kısmadan. Derin bakışlarının odağı altında, dikkatli bir şekilde bakarken beni odanın ortasına doğru çekti ve büyük eli belime kayarken, "Dans edeceğiz." diye fısıldadı kısık bir sesle. "Ayaklarımın üstüne bas."
Sayfa 320 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
"Sen bana geç kaldın," diye fısıldadı, başını tamamen eğip gözlerini kıstı ve alnını alnıma yasladı. "Ben sana erken..." "Soyunsun gün, sarsın geceler," diye fısıldadım, gözlerimi yumarken. "Vaktimiz varken."
Sayfa 321 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir adamın eline bıçağı verdiğinizde, yapacağı ilk şey bıçağı sizin kalbinize saplamak olurdu. Ben ruhumun cebinde sakladığım tüm bıçakları avucumun içinden ona sunmuştum. Şimdi kalbime yediğim her bir bıçak darbesi, hakkımdı. Suratım onun büyük avuçlarının arasında küçücük kaldı. Bakışlarımız buluştuğunda... Bu... Orman yangınıydı.
Sayfa 322 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
Ruhumun içinde kimsesiz kalmış bir yara büyüyordu, bunun o da farkındaydı. Dudakları şifa olmak istercesine çeneme dokunduğunda, dokunuşunun şefkatini ruhumun kırık kemiklerinde hissettim. Acı da şifa da bu adamın dudaklarında saklıyordu özünü.
Sayfa 323 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
Bir yanım, onun bu hâkimiyetini öfkeyle, duraksatamadığı bir hınçla reddetmek ve tüm iradesiyle ona karşı koymak istiyordu. Diğer tarafımın buna gücü yoktu. Güçsüz yanım, kanayan dizlerini bu adamın dudaklarına uzatmak ve üflemesi için yaşlı gözlerle ona bakmak istiyordu. Yaralı avuçlarını öptürmek, saçlarını okşatmak istiyordu.
Sayfa 323 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
Damarımdaki kanın içinde çakıl taşları yüzüyordu sanki.
Sayfa 324 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
444 öğeden 281 ile 290 arasındakiler gösteriliyor.