d

Demir Özlü

0 member
Her ölüm, geride kalanın yaşamını küçültüyordu. Bu en ağırıydı. Dayanmak ve umut etmemekten başka bir şey yoktu.
Sayfa 84 - 1. Baskı Şubat 2006 İmge KitapeviKitabı okudu
..bu kartpostal güzelliklerine alıştı. Bütün o görünüşler ona yaklaştı. Hakikileşti. Ama yalnızlık azalmadı. Salt bir duygu da değildi. Çok somuttu yalnızlık
Sayfa 34 - 1. Baskı Şubat 2006 İmge KitapeviKitabı okudu
Reklam
Depresyon korkunç bir acı çekme alanıydı ama insan belki de depresyon içinde daha doğru düşünülebiliyordu. “Kötü, kötünün kötüsü bir çağda yaşadım ve gurur duymuyorum ondan.”
Sayfa 125 - 1. Baskı Şubat 2006 İmge KitapeviKitabı okudu
Onların yaşamını tanımak zordu. Kentte ağır basan fakirlikti. Ama gene de yüzleri gülüyordu. ‘Doğru düşünemiyorum' diye düşündü. Verdiğim bütün yargılar kuşkusuz yanlıştır. Ama buraya gelince anladım ki şu yeryüzü dediğimiz yerde insanların pek azı refaha ermiş. Bu sözcüğü de sevmiyorum. Her şeyi unutmak elde mi? Bu acıyı da duymasam ne kadar da iyi olurdu.
Sayfa 20 - 1. Baskı Şubat 2006 İmge KitapeviKitabı okudu
Gerçek olan dalgalardı. Bunlar denizlerin, duyguların, içinden yükselen acının bireysel varlığını boğan her şeyin, ölümün dalgalarıydı. O dalgaları görmüştü. O kıyıda yaşamıştı.
Sayfa 138 - 1. Baskı Şubat 2006 İmge KitapeviKitabı okudu
Severim bu kitabı
İlk gençlik yıllarında Tolstoy'un Çocukluğum isimli küçük romanını okumuştu. Yumuşacık bir üslupla yazılmış o romanda yazar, annesinin yüzünü bir defa görmüş olsaydı, yaşamında mutsuzluk duymayacağını söylüyordu. Daha sonra yazarın annesinin o birbuçuk yaşındayken ölmüş olduğunu bir yerde okudu. Kuşkusuz Tolstoy, o kısacık zaman içinde gördüğü annesinin yüzünü belleğinde canlandırabilmek için çok çaba harcamıştı. Zihinsel çaba.
Sayfa 61 - 1. Baskı Şubat 2006 İmge KitapeviKitabı okudu
Reklam
26 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.