Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Aklı başında olmak - ya da olduğunu sanmak işte tüm mesele bu :D
"Delilik" kelimesi, yaşanmayan ya da belli kısıtlamalar içinde yaşanan hayatlar için de kullanılır - en azından aklı başında olduğunu düşünen insanlarca. İnsanın aklının başında olduğunu düşünmesi son derece iç rahatlatıcıdır, ama aynı zamanda çok yanıltıcı ve hatta dikkat dağıtıcı da olabilir. Delilik denen şeyin bu denli korkutucu olması, kısmen yaşamadığımız bir hayatı, başımıza gelme ihtimali taşıyan bir olayı, yapma ihtimalimiz olan bir şeyi, çok vahim bir durumun tek çözümünü temsil etmesinden kaynaklanır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Deli rolü üzerine
Delilik denen şeyin bu denli korkutucu olması, kısmen yaşamadığımız bir hayatı, başımıza gelme ihtimali taşıyan bir olayı, yapma ihtimalimiz olan bir şeyi, çok vahim bir durumun tek çözümünü temsil etmesinden kaynaklanır. Hatta kaçınmamız gereken bir ayartıyı da temsil ediyor olabilir. Yaşamış olabileceğimiz hayatları düşününce, kaçırdığımıza şükretliğimiz pek çok hayatın yanı sıra, bundan o kadar da emin olmadığımız bir dolu hayat, kendimizin bir dolu versiyonu vardır. Deli Rolü başka şeylerin yanı sıra, her zaman yapmayı başaramadığımız bu ayrım hakkındadır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
Hüsran yalnızca bir tatmin imgesi vasıtasıyla doğabilir, bu çerçevede bilgi hüsranla, eksikliği, noksanlığı veya yokluğu hissedilen şeyle alakalıdır. Çocuk açtır, meme fantazisi kurar ve anne yeterince güvenilirse ve geç kalmayıp erken gelirse çocuk, varsaydığı bilginin kesinliğine kani olur . Açtır, memeyi hayal eder ve meme gelir, bunun adı güven duygusudur. (Tabii ki yetişkinliğimizde cinsel arzulara kapıldığımızda aynı prensip işlemez.) Çocuk açsa ve meme fantazisi kurduğunda meme gelmiyorsa, bu defa başka bir kesin bilgiye ulaşır: nefret, ümitsizlik ve intikam. Bu şemada çocuğun tatminle kurduğu ilişkinin iki aşaması vardır; aynı zamanda birer hayal kırıklığı olan iki biçimlendirici bilgi öğesidir bunlar. Birincisi, tatmin olmanızı sağlayan şey başkasının sunduğu bir hediyedir (ki bu da ona imrenmenize sebebiyet verebilir) ve ikincisi, tatmin olmanızı sağlayan şey sizden önce bir başkasına açıktır ve paylaşılması gerekir (bu da kıskançlık ve rekabete yol açabilir). Tetikleyici bir hüsran olmadan tatmin olunmaz.
Sayfa 137Kitabı okudu
Kendimizi kandırıp tatminden mahrum bırakmak için tatmini kullanırız. Başka bir deyişle, karşı-ütopya anlatısına paralel ya da onunla eşzamanlı ütopik bir anlatıya ihtiyaç duyarız, ki paradoksal bir biçimde, psikanalitik yorum bunların her ikisini de içerir. Freud her şeyden öte, sevgiden/aşktan kaçınarak tatminden kaçındığımızı açığa çıkarmıştır.
Sayfa 138Kitabı okudu
Patoloji -Aşk - sevgi - orantı
Birini sevdiğimizde döndüğümüz.müracaat ettiğimiz yer bu orantısız bağımlılık ve ona karşı geliştirdiğimiz çarelerdir. Sevgi/aşk repertuvarımızda orantısızlık yerini hep korur. Patoloji denilen şeylerin ortaya çıkış sebebi eşit konuma gelme, durumu tersine çevirme, bu ilk doğal düzenden intikam alma çabaları, hayatın bir gerçeğine bulunan yanlış çözümlerdir (esasında intikamın fonksiyonlarından biri de çözüyormuş gibi göründüğü sorunun doğasını gizlemektir). Amaç bu orantısız bağımlılığı bir daha asla hissetmemektir.
Sayfa 135Kitabı okudu
. . Yaşayarak öğrendiğimiz şey, deneyimlerin içtenlikle sarıldığımız (kendimize ve başkalarına dair) inançlarımızı sürekli bizden çekip aldığıdır. Kendimizle ilgili bazı şeylerin doğruluğuna inanarak yaşamayı sürdüremeyiz. Bizi tatmin eden şeylerin güncellenmesi gerekir. . .
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Sevgi, güven, vs...
. . Cennet yitirildiğinde insanlar hiçbir şey olmamış gibi devam edemez. . .
Sayfa 132Kitabı okudu
. . Sıradan yıkıcı hayal kırıklıkları,bastırıldıklarında intikam almak için geri dönerler. . .
Sayfa 132Kitabı okudu
Şüphecilik insanlık halini, insanlığın durumunu düşünsel bir zorluğa, bir bilmeceye dönüştürme girişimidir. . ......Cavell.....
Sayfa 125Kitabı okudu
Lacan
" Arzunuzun ne olduğunu nereden bilirsiniz? Bir şeye ihanet ettiğinizde kendinizi suçlu hissediyorsanız o şey arzudur." Burada söz konusu olan başkasına değil de kendinize ihanet etmenizdir. Hatta Lacan için suçluluk duygusunun kaynağında, kendine ihanet, insanın arzusunun peşini bırakmak suretiyle kendine ihanet etmesi yatar. Acımasızlık konusunda başarısızlığa uğradığımız için acı çekeriz...
Sayfa 122Kitabı okudu
79 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.