İzlemek birinin topuğundan gitmek demek. Eski Türkçe iz = topuk, anlam genişlemesiyle “ayak izi”.
Ama seyretmek de bundan az ucube değil ki? Arapça seyr = dolaşmak, gezmek. Seyyar demek gezgin, seyyare gezegen, seyrüsefer gidip gelme, ism-i mekân formunda mesîre de gezinti yeri.
Hepsi aynı SYR kökünden. Osmanlı’nın parlak çağında tören alayı, resmigeçit gibi gösteriler pek geliştiğinden olacak, seyr adı Türkçede “tören yürüyüşü” gibi bir özel anlam kazanmış, ki İngilizce procession kelimesinde de aynı evrim görülür. 19. yüzyıl sözlükleri seyr için “temaşa edip gezmek, temaşa yeri” diyor. 1920’li yıllara gelince seyir hem gösterinin adı (“gelin dostlar seyir var”), hem gösteriye bakma eylemi olmuş.