Yahudi kutsal kitabında yer alan bilgilere göre, Hz. İbrahim Tanrı ile yaptığı ahdin bir işareti olarak doksan dokuz yaşında sünnet olmuştur. İshak doğduğunda sekiz günlükken onu da sünnet ettirmiştir.
Kabile fertlerinden birisi ölünce, en çok sevdiği deve veya atlarından birisi mezarının başucuna bağlayarak çaresiz hayvanı açlıktan ölünceye kadar orada bırakırlardı. Bu şekilde, ölen kişi gittiği alemde sevdiği bineğini binmeye hazır bir şekilde bulmuş olacaktı... Araplar çoğu mezarlıkta mevcut olan ve acı acı öten bir tür çöl baykuşunu ölülerin ruhu olarak düşünürlerdi. Taş veya ağaçtan yaptıkları putlara -ki tanrıları temsil ederdi- ibadet ederlerdi.
Mitra inanışında , tüm yaratılmış olanların bir kısmının iyi tanrıya , bir kısmının kötü tanrıya ait oldukları esası vardır . Bu yaratıklar da ait oldukları tanrıları oranında iyi veya kötü olarak değerlendirilirler..
Eğer sadece bilinçsiz bir iman yeterli olsaydı, bu beş yüz milyon Müslümanla bir iş yapılmış olması gerekirdi. İman, bir mucize gerçekleştirirse, bilme ve tanımadan sonra gerçekleştirir.
İbadetten önce abdest almak, mâbede ayakkabı ile girmemek gibi Müslümanlarla benzeşen âdetlere sahip olan İstanbul Karayları ayrıca Hz İsa'nın ve Hz Muhammed'in peygamberliklerini kabul etmektedirler.