Tarkovski : Kadına, kendine özgü bir iç dünya sunmak çok güç, bunu yapmak da istemiyorum. Kadının bir iç dünyası var, ama kanımca kadının iç dünyası, birlikte yaşadığı erkeğe sıkı sıkıya bağlı. Bence kadının yalnız olması hiç de doğal bir durum değil.
Brezna : Ya yalnız bir erkek, bu doğal mı ?
Tarkovski: Yalnız bir erkek , yalnız olmayan erkekten daha doğal.
Sayfa 121 - YKYKitabı okuyor
"Bir kere, dedi. Beni sevmiş olsaydın... Tanrının bahşettiği cennetten dahi vazgeçerdim..." O susuyor, ben ona bakıyordum. Ve cevap verdim: "Bir Makedonyalı iki şeyden usanmaz: sevmekten ve ölümden..."
Hayali diyaloglar vol2
James Joyce: Ah, güzel bir gün, değil mi? Kelimelerin dansıyla dolu dünya...
Sade: Ah, James, ne kadar naifsin. Kelimelerle dans ederken, ben onları yatağa atmayı tercih ederim.
James Joyce: Ah, cinselliğin sıradışı dansıyla ilgili yazabilirdiniz belki de. Ancak sanatın yatağı, sayfalar arasında gizlenen gizemlerle
Anneyle fanilik üzerine...
Annem: Motor yerine araba alsan keşke Halil.
Ben: Olmaz ben motor üstünde öleceğim anne.
Annem: Deli deli konuşma, iyi dilek tut.
Ben: Tuttum işte.
Bir Adam, Bir Kadın
"Seni öyle özlüyorum ki," dedi kadın. "Hatırlarken anılar utanıyor, kendinden." Ve adam, kadına cevap verdi: "Bir rüya için ağıttayım..."
Cenneti, cehenneme çevirip arafta başka şeyler arıyoruz.
Çocukların bir tomurcuktan bile az dünyayı tadabildiği bir dünyada başka bir cehennem aramak küfürdür, dedi. Olivia, "Dün çocuğumun hiç olmayacağını söyledi, doktor. Bu değişmez gerçekliği uzun gecelerde saatler boyunca düşündüm. Anladım ki; aslında bir sevgiyi vermek için aynı candan ve kandan olmamıza bir şart yok. Ve sevgimi bütün çocuklara karşılıksız verebilmek, işte asıl cennet bu."
Herkes bir başkasında aslında kendini arıyordur...
"Huzurum yüreğinde ise; orada cehennemi çok buldum!" dedi kadın. Kadının yüzüne bakıp, "Cenneti ararken sende araftayım, şimdi..." diye cevapladı adam.
Kandırdılar bizi handers " İyiyiz biz" diye fakat ağızları ile değil sahte hâlleri ile dediler...
- sen aşkı tattın mı mathilda?
+ Hayır efendim
- işte ben tattım, bazılarına soğandan acı bazılarına tatlıdan tatlı...
- Hayatı fuzuli harcıyorlar vezirim
+ Kim hünkarım.
- insanlar diyorum boşuna yaşar olmuş.
Ne bir ideolojileri var ne de davaları; " bana dokunmayan yılan bin yaşasın" der gibiler sanki.
+ Hünkarım bundandır ya felaketler, davası olmayan hiçtir insanlık gözünde.
- doğru ve böyle olmaz ideolojisiz hayat yaşanması zordur vezirim.
"Halkın eğitimi süper olmazsa kandıranı çok olur vezirim... "
"-vezirim devletin en büyük düşmanı cahil halktır; halkın en Büyük düşmanıysa zalim yöneticidir bunu unutma..."
Bu biraz nasıl desem diyalog değil de monolog oldu.
Dedi ki; yine sen başımıza filozof kesildin. Bakkaldan aldığı ekmeğin sarıldığı gazeteyi bile okumayan, sen! Vay, vay, vay... De bakalım, şimdi krallığı kurtarıp, hangi hanedana taç takacaksın. Yoksa lazımlığım altından olsunda gerisi mühim değil mi, diyorsun. Bu da bir bakış açısı ama kötüsünden. İçinde mutlu insanlar yoksa bir şehir yakuttan olsa ne yazar?!
Konuşmak için çoğu insan sırasını bekliyor, insan karşındakini merak etmiyor kendi içini dökmeye çalışıyor sadece.
Yalnız adam