Bitirdikten sonra bir süre duraksıyor insan. Böyle mi bitmeliydi diye soruyor. Varvara'nın "Talihsizlik bulaşıcı.." değişi zihnime oturdu nedensiz. Hâlbuki talihsizliği kendisini kovaladı, belki de talihsizliğini kendi seçimleriyle vâr etti..
Kitap yanlızca mektuplardan oluşuyor. Desteğe ihtiyacı olan, kalbine umutsuzluk libasını giydirmiş genç bir kadın ve yoksulluğun ağırlığıyla linç yiyen yaşlı bir adam..
Aralarında geçen diyaloglar, ziyaretler, cümleler, paylaşımlar, mektuplar.. İlişkileri tam olarak ne boyutta anlamak güç lakin birbirlerine hitaplarının zarifliği nasıl hoşuma gitti. "Çocuğum, dostum, birtanem, canımın en içi.."
"Yoksulluk suç değil!" cümlesine vurguyla yazılmış tüm kitap. Yoksulluğun bir insanın iç aleminde vâr ettiği mahşer etkisi, çaresizlik, haysiyetinin başka insanlar tarafından soyulup alınması, yediği, içtiği hatta giyindiği giyisiyi dahi yanlızca İNSANLAR için giyiyor olmak, bu hayatı yanlızca insanlar konuşmasın diye kendine kısıtlamalar koyarak yaşıyor olmak üzerine değiniyor Dostoyevski. İlk yazdığı kitap, yirmi dört yaşının bir meyvesi.
Ah Varvara..
Makar Devuşkin'e insanlığı hissettirip insanlığıyla başbaşa bırakan, bedeninden önce ruhu çürümeye yüz tutmuş kadın.
Ve Devuşkin..
İnce ayrıntıların katlettiği adam. Zihni fısıltılarla dolup taşan yoksul. Geç kalmış bir adam..