e

Edebiyat Roman Savaş

225 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Mermi çukurları hem dışımızda, hem içimizde..
Erich Maria Remarque
Erich Maria Remarque
dediği gibi, "Bu kitap; ne bir şikayettir, ne de bir itiraf. Harbin yumruğunu yemiş, mermilerinden kurtulmuş olsa bile, tahriplerinden kurtulamamış bir nesli anlatmak isteyen bir deneme, sadece." Yazar
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
'ta, I. Dünya Savaşı sırasında şiddet dalgasının merkezinde üzerlerine birkaç beden büyük gelen üniformalarının içinde kaybolmuş olan askerlerin yaşadıklarını okuruna muazzam bir şekilde aktarmaktadır. Bu aktarım ana karakterimiz genç bir Alman olan Paul Baeumer'in savaş tecrübelerinden, gözlemlerinden okura yansıtılmaktadır. Paul kendini öğretmeni Kantorek'in öğrencileri savaşa gönüllü olarak katılmaları konusunda teşvik etmek amacıyla yaptığı bir konuşma sonrasında savaşın ortasında bulur. Savaşın doğasından bihaber olduğu bu seçim aslında bir seçimden ziyade zorunluluktur. Çünkü halk tarafından korkak damgası yapıştırılması düşüncesi o dönem birçok genç için savaşın kendisinden daha dehşet verici gelir. Zamanla Paul ve diğer askerlerin onları yüreklendirerek cepheye yollayan büyüklere olan inançları ve güvenleri yara alır. Tüm savaşları bitirecek olarak umut edilen I. Dünya Savaşı tam bir trajediye dönüşür.
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
savaşın anlamsızlığı ve amaçsızlığını iliklerime kadar hissettiğim bir okuma deneyimi sundu bana. İnanıyorum ki barış içinde yaşamak için savaşa sürülen onca masum gencin hikâyesi sizin de kalbinize dokunacak. Kitabı okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar. Bolca kitapla kalın..
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey YokErich Maria Remarque · Everest Yayınları · 20223,301 okunma
Mezarlık bir yıkıntı yeri sanki. Tabutlar, cesetler darmadağın ortalıkta. Ölüler bir daha öldürüldüler; ama parçalananlardan her biri bizden birinin hayatını kurtardı..
Sayfa 70 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Biz kafataslarının çoğu gitmiş insanların yaşadıklarını gö­rüyoruz; iki ayağı da kopuk askerlerin koştuklarını görüyoruz; kırık, çentik çentik kemik artıkları üzerinde en yakın çukura doğru sekiyorlar. Bir onbaşı şöyle böyle bir kilometre mesafeyi avuçları üzerinde süründü, paramparça dizlerini peşi sıra sürüdü. Bir başkası sargı yerine gidiyordu, kenetli ellerinden bağırsakları sarkıyordu. Biz ağızsız, alt çenesi uçmuş, yüzü gitmiş adamlar görüyoruz; boşanan kanı durdurmak için kolundaki atardamarı dişleriyle sıkan biriyle karşılaşıyoruz. Güneş doğuyor, gece olu­yor, mermiler vınlıyor, hayat sona eriyor..
Sayfa 115 - Everest YayınlarıKitabı okudu
1918 Ekim'inde vurulup öldü. Vurulduğu gün bütün cephe sessiz sakindi gayet; öyle ki resmî tebliğler, batı cephesinde yeni bir hâdise olmadığı cümlesiyle yetindiler. Yüzükoyun düşmüştü, toprakta uyur gibi yatıyordu; tersine çevirdikleri vakit fazla acı çekmeden ölmüş olduğunu gördüler.. Yüzünde öyle sakin bir ifade vardı ki, kaderine memnundu âdeta..
Sayfa 224 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ben bir askerdim; ama şimdi kendimin, annemin bu derece nâçar ve sonsuz her şeyin ıstırabını yaşıyorum; ben bir acı kaynağıyım artık..
Sayfa 150 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Franz Kemmerich yıkanırken bir çocuk gibi nahif görünürdü. Şimdi işte şurada yatıyor, niçin ama? Bütün dünyayı şu yatağın başına toplamalı, demeli ki: –İşte Franz Kemmerich on dokuz buçuk yaşında; ölmek istemiyor, kurtarın onu!
Sayfa 41 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
122 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.