“Sünnet, Buhârî’den önce yoktu. Buhârî onu bilip görmediğimiz kaynaklardan telif etti.” demek, yaz günü öğle vaktinde güneşin varlığını inkâr etmekten farksızdır.
İnancı ve fikirler alanında bir ömür boyunca araştırma ve münâzaradan sonra onun durumu, Subkî'nin daha sonraları dediği gibi, güçlü ve yenilmez bir pehlivanın haline benziyordu. Pehlivan, bir grup saf ve temiz yürekli ahalinin gözleri önünde, İslâm diyarına saldıran düşman saflarına doğru yöneldi. Onları târumar etti, çoğunun el ve ayaklarını kırıp muzaffer bir şekilde geri döndü. Üstünü başını yıkadı, çatışmada üzerine bulaşan kanları temizledi ve bu saf insanlarla birlikte namaza durdu. Ama onlar, elbisesinin namaza uygun (temiz) olmadığı zannıyla kendilerini kenara çektiler ve ona inanmama gibi bir tavır sergilediler.¹ Tuslu pehlivan hayatı boyunca İslâm için din ve mezhep muhalifleriyle savaşmıştı. Felsefeciler, Şîa, Bâtıniyye ve Ehl-i Sünnet itikadı konusunda şüphe ve tereddüt edenlerin tümüyle mücâdele etmişti; ama şimdi, inziva ve sükûnet günlerin de onu felsefe ehlinin eğilimleri içinde olmakla itham ediyorlardı.
Sayfa 268 - ağaç kitabevi / dönüş / ¹ Subkî, Tabakât, 4/129.Kitabı okudu
Yol kesicilerin yolcuların hayatını tehlikeye düşürme tehlikesi var olduğu zaman, yolların güvenliğini sağlamakla görevli muhâfızlara ihtiyaç vardı. Yol kesiciler olmadığında muhâfızların uğraşısı da gereksiz olacaktır. Bid'at ehli olmadığı zaman da kelâmcıların delilleriyle uğraşmak gereksizdir ve onunla uğraşanlar da bu yol muhâfızlarının yaptığından başka bir şey yapmış olmazlar.
Sayfa 186 - ağaç kitabevi / VII. bölüm / ¹ ihya, 1/29. Gazzâlinin kelâm alanındaki görüşü ve el-İktisâd için bkz. Jabre, F.,
Notion de Certitude, 75-95; Gardet-Anavvati, Introduction, 157-160Kitabı okudu
Konu, Yezid ve Yezid'e lânet etmek meselesiydi. Gazzâli(ra.), bu meşhur fetvasında Yezid'in Hüseyn bin Ali'yi öldürme emrini verdiğinin ve olaya karıştığının kesin olmadığını belirtmiş, bu durum kesin olsa bile bir nefsi katletmenin küfür değil fısk olduğunu öne sürmüştü. Ayrıca Yezid, tevbe etmiş olabilirdi, dolayısıyla değil bir insana bir hayvana bile lânet etmek şeriatta yasaklanmıştır diyerek. Yezîd'in lânetlenmesi caiz değildir." fetvasını vermişti.¹ Bu fetva, bazı sahabeleri açıkça lanetleyen Şiîler'in meskun bulunduğu Kerh mahallesinde ve Bağdat'ın birçok yerinde tepkiyle karşılandı.
Sayfa 115 - ağaç kitabevi / Bağdad Nizamiyesi'nde / İbn Hallikân, Vefiyat, 2/449-450; Dimyeri, Hayâtu'l-Hayvân, 1/246, baskı 1292Kitabı okudu