e

Estetik

4 üye
Tanpınar için kadın, hayat ve kainat güzeldir ve gizli muammalarla doludur. Bundan dolayı masal, şiir ve efsane, onların güzellik, mana ve değerlerine daha uygun ifade vasıtalarıdır. Alelade bakış, bunların görülmesine engel olur.
Zira temaşa tecrübesinde duyusal düzeyi aşan ve adeta doğrudan doğruya gerçekleşen bir idrak ya da kavrayış durumu söz konusudur. Özgün anlamıyla temasa, başta doğal güzellikler olmak üzere, belirli bir nesneye sabit bir şekilde ve mütemadiyen dikkat kesilmek, ona dalmak ve adeta ona katılmak gibi bir şeydir. Başka bir söyleyişle, zihnin eşyada dinlenmesidir. Bu durumu bütün duyu, duygu ve kavrayış yetilerinin bir yerde buluştuğu bir dinginlik hali olarak görmekte mümkündür.
Sayfa 98 - Güzellik ve Estetik TecrübeKitabı okudu
Reklam
"İçinde müzik olmayan insan, Tatlı namelerle cezbeye gelmeyen İhanete, hileye ve fitneye meyyaldir. Ruhunun kıvrımları gece gibi cansızdır Erebus gibi karanlıktır şefkati Sen kulak ver müziğin sözüne böyle bir adama adama güvenme" (Shakespeare - Venedik Taciri V-II)
Bu akşam yemek masama büyük bir adamı yemeğe davet ettim. Ben onun hoşuna gitmek istemiyorum. Onun benim hoşuma gitmesini istiyorum.
Daha hassas bir ruhta renklerin etkisi daha derin ve daha tesirlidir. Böylece renklere bakmanın ikinci temel sonucu, yani renklerin ruhsal etkisi ortaya çıkar. Burada renkler ruhsal bir titreşime sebep olur. Ve ilk fiziksel izlenim bu ruhsal titreşime giden bir yol olarak önemlidir.
Sayfa 62 - Renklerin EtkisiKitabı okudu
Estetik deneyimi öncelikle “düşünsel“ ve “pratik“ deneyimlerden ayıran karakteristik özelliği onda arzu ve düşüncenin olmayışı değil, ama bunların tamamen algısal deneyim içine katışmış olmalarıdır. Algılanan nesnenin eşsizliği soruşturmacı için yardımcı bir unsur olmaktan çok bir engeldir. Soruşturmacının algılanan nesneye olan ilgisi nesnenin onu kendisinin ötesinde bulunan bir şeye götürmesi ölçüsündedir; ona göre nesne veri veya delildir. Algılanmasına arzu veya iştahın hükmettiği insan da nesneden kendi uğruna haz almaz; nesneye olan ilgisinin nedeni algısının zemin hazırlayabileceği belli bir edimdir; bu bağlamda da nesne algının tatmin hissi yaşayarak üzerinde durup kalabileceği bir nesne değil, sadece bir uyarandır. Estetik olarak algılayan biriyse günbatımının, bir katedralin veya bir demet çiçeğin karşısında şu anlamda aruzdan uzaktır ki, onun arzuları algının kendisinde tatmin bulur. Nesneyi başka bir şey uğruna istiyor değildir.
Sayfa 335 - İnsansın KatkısıKitabı okudu
Reklam
64 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.