Profil
Ahlak
Ahlak, irade ve fiil sahibi olan sosyal canlı olma özelliğine haiz insan için kaçınılmaz bir kavramdır. Ahlak tercihlerimizdeki yönelimleri belirlerken, sosyal yaşamda da insanların uyması gerekli olan ve beraber yaşayabilmemizi sağlayan bir kurallar bütünüdür. İnsan her an iradesiyle tercihler yapar, o yüzden bireyin hakkını ve hürriyetini koruması açısından her toplum ve birey için belli bir ahlak düzeni olması gerekir ki mesele bunun nasıl olacağıdır. Biz ise hayatta iyiyi ve kötünün belirlenmesine dair ölçünün objektif ahlaktan geçtiğine inanıyoruz. İlk önce “göreceli ahlak = ahlaksızlık”olduğunu anlamamız gerek. Bu yüzden her insanın kendisine ait iyi ve kötüsü yerine, bütün insanları kapsayan ‘Objektif Ahlakı’ kabul etmek zorunlu oluyor. İşte mesele, izafet ve nispete muhtaç olan ahlaka bir nispet bulmaktır. Bu konuda “natüralist”, “hümanist” ve “teist” olmak üzere üç ölçü var Natüralist ölçü olgulara ve bilimsel duyu ve tespitlere dayanır. Olgulardan değer çıkarma çabası olan bu ölçü, olgulardan aksiyolojik önerme çıkarılamayacağı için geçerli olamaz Hümanist tavır ise insanı ölçü kabul etmesi ve insanların ontolojik (varlık bakımından) eşitliği sebebiyle başka bir insana bağlayıcı olmadığı gibi insan kellesi sayısınca da ölçü ve göreceli ahlakı doğurduğu için yine açımızdan geçerli olmaz Geriye kalan tek seçenek ise insanı yaratan, ondan ontolojik olarak üstün olan ve onu en iyi tanıyan Tanrı’nın emir ve yasakları ahlak bakımından mutlak otoriteyi belirtme açısından yegane ölçüdür. Bu surette de anlıyoruz ki Tanrı olmadan ahlak inşa edilemez
Hakikatler (olgular) akılla ve duyularla bilinebilirken; ahlaki değerler (aksiyoloji) hakikatle mutabık ölçü kılıcı tekliflere muhtaçtır
Reklam
Arkadaşım attığım iletide kastımın ne olduğunu anlamamasına ve alakası olmamasına rağmen bu yoruma cevap vermek istiyorum. Bunu evvela arkadaşa bişiler öğretmek için değil müsvedde kağıdı olarak kullandığım bu hesaba kendime bir not eklemek için yapıyorum Cinayeti işlememek için bunu bilmek yeterli olsa dünyada hukuk diye bir şey zaten olmazdı.
İzci

İzci

@0kursavar
·
29 May 2023 04:33
Aklın kaideleri vardır. Bu kaideler sınırsız düşüncelerden bizi alıkoyarak tahayyül seviyemizi kısıtlar (“yuvarlak kare” gibi.) Nitekim bunlar kısıtlıyor gözükse de bizim için doğru, temelli ve düzenli düşünceyi sağlıyor ve hatta kısıtladığını düşündüğümüz bu kaideler sayesinde düşünebiliyoruz Aynı zamanda (adet planında) fizik kaideleri de sınırsız var olma ihtimalleri (bir nesnenin düzensiz olarak durmadan bir sıvı bir gaz şeklinde değişerek kaosa haiz olması gibi) içinde sınırlandırılarak tertiplenmiş ve varlığı ile bize bir düzen temin ederek bir yaşam olanağı sunmakta Aynı şekilde islamın bireysel ve sosyal alanda getirdiği hüküm ve kaideler de hayatımızı sınırladığımızı ve özgürlüğümüzü kısıtladığını düşündürse de bizim için daha sağlıklı ve etik bir yaşam ideali sunuyor. Bizim kendimize cinayete mahal verecek “her istediğini yapma hürriyet”ine bir set çekerek rahmet alanı çizmiş ve varlığına muvafık olan bir özgürlük vad etmiş ki asıl özgürlüğü bunun ile muttasıf kılmış
"Etik, epistemolojiden önce gelir." Emmanuel Levinas
Kimse seni zeki olmadığım için yargılamaz ama ahlaksız olduğun için yargılar.
Etik ilkeler, iyi olanı değil, bir şeyin iyi olduğuna nasıl hükmedildiğini ve varıldığını ifade etmektedir.
Reklam
"Etiğin temel amacı ve ilkesi; insanın iyi temellendirilmiş ahlaki kararları kendi başına vermek durumunda olduğunu ve bu kararları verirken başka hiçbir kimseye veya otoriteye teslim olmaması gerektiğini göstermek olarak özetlenebilmektedir. Ahlaki sorunlar çerçevesinde hiçbir kimse doğuştan bir başkasından daha yetkin değildir ve olamaz."
"Etik insan eylemlerinin bilinç düzeyi ile ilgilenmekte, bir tutum ve davranışı ortaya çıkaran iradeyi irdelemektedir. Etik bir sürecin ve nasıl sorusunun anlatımıdır. Etik, usul veya biçim, ahlâk ise esas ya da içerik ile ilgilenmektedir."
32 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.