Profil
sic!
Sic erat scriptum ‘böyle yazılmış’ kısaltması. Öncesinde gelen kelimenin, açıklamanın alıntılandığı kaynakta aynen bu biçimde yazıldığını, özgün metne sadık kalındığını gösterir.
Eren Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü (ETDES)
Eren Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü (ETDES)
Sayfa LIV
Hasan Eren
Hasan Eren
Şükrü Haluk Akalın
Şükrü Haluk Akalın
🌟 Zamanınızı Yönetmek ve Psikolojik Sağlamlığınızı Güçlendirmek İçin Davetlisiniz! 🚀 Hayatınızı daha etkili yönetmek ve içsel gücünüzü keşfetmek için harika bir fırsat! 🕒 Zaman Yönetimi: Zamanınızı en verimli şekilde nasıl kullanabileceğinizi öğrenmek ve hayatınıza denge getirmek için bu etkinliğimize katılın. 💪 Psikolojik Sağlamlık: Günlük stresle daha iyi başa çıkmak, zorlukları fırsata dönüştürmek ve duygusal dayanıklılığınızı artırmak için bu önemli konuda uzmanlarımızdan bilgi alın. 🔗 Kayıt ve Detaylar İçin Profilimizdeki Linki Tıklayın! forms.gle/PNwxfzU7PRSaRPBP7 Bu fırsatı kaçırmayın, hayatınızı dönüştürmek için adım atın! 💫 #ZamanYönetimi #PsikolojikSağlamlık #KişiselGelişim
Reklam
Çığır, yoldur. Çığırından çıkmak da yoldan çıkmaktır. “Çığırından çıkmış bir zaman bu.” diyor
William Shakespeare
William Shakespeare
yaşadığı dönem için. Acaba bugünleri görse ne düşünürdü?
“Anne mutsuzsa kimse mutlu değildir.” Anne; çocuk dilinden türeyen bir sözcük. Eski Türkçede anneye “ög” denirmiş. Bu yüzden annesi ölene çocuğa da “ög”süz (öksüz) denmiş. Anne her şeydir. Tüm annelerimize ❤️
Garson ve ırgat kelimeleri akraba. Irgat kelimesi Yunanca ergátis "işçi" sözcüğünden geliyor. Garson da dilimize Fransızcadan girmiş. İkisi de zamanla değişse de asıl kökleri Hint-Avrupa dilindeki werǵ “çalışmak” kelimesidir. Dahası İngilizce work “iş” ve Almanca werk “iş” de buradan. İşçi yalnızca madende, fabrikada değildir. Emeğiyle mücadele veren herkes birer işçidir.
Sivaslılar, bir işe karşı isteksiz davranan, nazlanan kişiye "Yükünü yüceye yığma!" derler. Bu deyim, gönülsüz yapılan iş için de kullanılır. Sanki kendi anlamı dışında daha derin bir mânâ taşıyor bu cümle: Yükünü yüceye yığmak...
Reklam
Bu iki kelimeyi karıştırmamak lazım, hem dilde hem gerçek hayatta. Delâlet; yol göstermek, rehberlik etmektir. Dalâlet; doğru yoldan ayrılmak, sapıtmaktır. “Ben akıldan isterim delâlet Aklım bana gösterir dalâlet.”
Poğaça, fuel-oil (yakıt) ile aynı kökten geliyor. Etimolojik olarak uzak görünse de ikisinin de kökeninde pişmek, yanmak var. Tabii Türkiye’deki poğaçacılar etimolojinin hakkını veriyor, sabah yediğiniz poğaça akşama kadar yakıyor.
Emek, Eski Türkçede emgek “zahmet, eziyet” kelimesinden gelir. Emek, zahmettir. Tabii her zahmet biraz da sevgi arayışıdır.
Yeis, keder demek. Kelimenin bir diğer anlamı vazgeçmek, umudu kesmektir. Umut ise, ummaktan gelir. Bir ihtimalin verdiği ferahlatıcı duygudur. “Yeise düşmeyin, zira nefes aldıkça umut vardır.” diyor bir bilge.
388 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.