Profil
Çarmıha germek, eski İran’a özgü bir cezalandırma yöntemi. Çarmıha gerilen suçlu, ellerine ve ayaklarına ayrı ayrı çakılan birer çivi ile bir direğe mıhlanıp ölüme terkedilirmiş. (Farsça çār mīχ, doğal olarak, dört mıh demek.) Romalılar da bu korkunç işkence metodunu İran’dan öğrenmişler; genel kural olarak sadece kölelere ve egemenlikleri altındaki ulusların Roma vatandaşı olmayan üyelerine uygulamışlar.
The word “Mouseion” means “place of the Muses,” and, via Latin, is the source of our “museum.”
Reklam
Türkçede "deniz" sözcüğünün kökü "eşitlik" manasındaki "teng>denk" sözünden gelmektedir.
Garson ile ırgatın aynı anlama geldiğini biliyor muydunuz? Yunanca ergátis "işçi" sözcüğünden gelen ırgat, Hint-Avrupa dilindeki werg "çalışmak" kelimesinden. Fransızcadaki garçon "garson, işçi" de aynı kökten geliyor. Dahası İng. work "iş" ve Almanca werk "iş" de buradan.
Veba 1347'de Avrupa'ya ulastiginda, Adriyatik ve Akdeniz'deki limanlar, ozellikle Turkiye, Ortadogu ve Afrika olmak uzere, veba bulunan bolgelerden gelen gemileri kabul etmeyen ilk limanlar olmuslardi. 1348'de Floransa'da gezginler ve mallar icin karantina adi verilen bir kisitlama getirilmistir. "Karantina" sozcugu Italyanca quaranto giorni'den gelir ve gemilerin limana girip yolcularinin, murettebatinin ve yuklerinin indirilmesine izin verilmesinden once izolasyonda kalmalari zorunlu olan kirk gunluk sureyi tanimlar.
Mürüvvet; Arapça “bey, adam” anlamına gelen "mar" kelimesinden türemiştir. Erkeklik, soyluluk, erdemli davranış demektir. Fakat sözcük Türkçeye iyilik, fazilet ve ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili hayırlı işlerini görmekten ötürü duydukları sevinç anlamıyla geçmiştir.
Reklam
Yâd; anmak, hatırlamak demektir. Farsça sözcük, lades ile akraba. Lades de aklımda anlamına geliyor. Bir de Türkçe yad var, yabancı demek. Hala yâd ediliyorsan eğer, bil ki yad elden değilsin, zira ne demiş şair: "Anımsamak bir tür buluşmadır..."
...Türkler bu rengi belirtmek için, Arapçadan dilimize geçen "mavi"yle tanışana kadar, "gök" sözcüğünü kullanmaktaydı. Bu rengi biz "gök"e benzetmişiz, Araplar "su"ya benzetmiş. Bu yüzden "su gibi" manasına gelen "mavi" adını bu renge vermişler.
market-gümrük
Alınıp satılan meta anlamına gelen merx (kökü merc-) Latinceye bilmediğimiz bir başka dilden, belki Etrüskçeden alınmış bir sözcük. Aynı aileden mercari “alıp satmak, ticaretini yapmak”, mercatus da “pazar yeri” anlamına geliyor. “Birlikte veya karşılıklı yapma” anlamı taşıyan con- önekiyle commercari fiili de özünde mercari’den çok farklı değil: ticaret yapmak anlamına geliyor. Latince commercium (ticaret), Fransızca ve İngilizce commerce biçiminden tanıdığımız bir sözcük. İşte bu sözcükle hiç ummadığımız bir yerde, Bizans devletinin vergi mevzuatında karşılaşıyoruz. Komérkio Bizanslıların denizaşırı ticaretten aldıkları ticaret vergisinin Latince commercium’dan bozma Yunanca adı. Gümrük sözcüğü dilimize oradan yadigâr kalmış.
914 öğeden 561 ile 570 arasındakiler gösteriliyor.