"Karanlığın saklı kızılı ile kızıllaşan bir orman uzanıyor önünde. İçinde hiç tanımadığı bir ürperti baş gösteriyor, yine de bedeni yüreğini saran ince ürpertiyi dinlemiyor. Ayakları onu ormanın içine, karanlığa sürüklüyor. Çalılar ve ağaçlar kömürleşmiş bir karartı misali lanetli birer türkü çağırıyor, dalların arasında gezen rüzgar türküye ıslık tutuyor. İçindeki ürperti titremeye dönüşüyor ve bu sefer tüm bedenini ele.geçiriyor..."
" Kendini hapiste bulan bir insan kalkıp evine gitmek istedi diye onu nasıl küçümseyebiliriz ? Ya da , kaçamıyorsa bile duvarlar ve gardiyanlar dışında bir şeylerden söz etmesi suç mu ? Mahkum onu göremese de dışarıdaki dünya hala gerçektir . "
Gerçek bir olay gibi etkisinde kalıyorum bazen. Akıcılığı, olayların ilerleyişi. Fantastik kurgu severler için gerçekten en güzel kitap serisi.
Her olayı film gibi gözümde canlandırabiliyorum.
BörüÇağlayan Yılmaz · Panama Yayıncılık · 20172,910 okunma
BETWEEN TWO FIRES
KONUSU
Yıl 1348. Gözden düşmüş bir şövalye olan Thomas, ölü bir Norman köyünde yalnız başına genç bir kız bulur. Kara Ölüm'ün yetimi ve neredeyse sinir bozucu bir masumiyetin resmi olan bu kız, Thomas'a vebanın daha büyük bir felaketin sadece bir parçası olduğunu söyler: Lucifer'in altındaki kovulmuş melekler cennette ikinci bir savaş başlatıyor ve bu savaş insanların alemine sıçramak üzere.
DÜŞÜNCELERİM
Katolik Kilisesi, Kara Ölüm'ün sebebi olarak dinsizleri, Yahudileri, cadıları ve büyücüleri suçlamıştı. Kitap da benzer şekilde, "Ya veba gerçekten iblislerin işiyse?" fikrinden yola çıkılarak yazılmış bir kurgu. Tür olarak ilginç bir yapım: Orta Çağ gothic korku veya tarihi grimdark fantastik diyebiliriz. Tonunu ve estetiğini başka ortamlardaki eserlere benzetecek olursam Berserk ve Dark Souls'u örnek verirdim.
Başlangıcı ve sonunu çok beğendim. Ortalarda, köye gir->canavar çıksın->kaç ya da öldür formatını birkaç kere tekrarlaması puan kaybettirdi. Fakat o kısımlarda bile akılda kalıcı sahneler vardı.
Mutlaka okumalısınız diyemem ama bu türü seviyorsanız kaçırmayın.
Seni mitolojik içerikli bir tarihi romana çağırıyorum, okur. Bu öyle bir masal ki ancak efsanelerde duyabileceğin fantastik ögeli bir hikaye olabilir.
Ortaçağ Rusya'sının dondurucu soğuğuna rağmen içini ısıtacak bir seriyle karşı karşıyayız. İlk durakta ailenin kıdemli fertlerinin yanı sıra evin en küçüğü annesinin ölümüne sebep olan Vasya ile ortak noktada ilerliyoruz.
Vasya sıradan bir kız çocuğundan farklı, oldukça sıradışı özelliklere sahip birisidir. Marina, son çocuğuna gebe kaldığında Orman Diyarı'nın Lordu karısına halen ilk günkü gibi aşıktı. Ve bu doğum onun içten içe sevdiği karısını öldüreceğini pekala biliyordu. Doğum gerçekleşmeden önce ailenin dadısı Dunya'ya emanet edilirken kız kardeşi Olga'da en az onun kadar ilgilenmek konusunda başarılıydı.
Aradan geçen yılların ardından acılı eş Piyort tekrar evlenirken aileye bambaşka bir boyut kazandırıyor. Anna, pek çok kadından en az Vasya kadar başkayken ikiside cadı soyundan gelmektedir.
Bu kitap giriş olarak kabul edilirse ilk 100 sayfa sizi bir tutam zorlayabilir. Folk masallarının anlatısıyla büyülenip periler ve iblislerle tanışabileceğimiz eşsiz bir dünya burası. Rus mitolojisini garipseyen dostlar için sonunda bir sözlükte mevcut iken kitap bir takım sırlarla bize adeta veda ediyor. İkinci kitap için başka motivasyona gerek var mı?
Hadi okur, Dunya bizlere epik masalını anlatmaya başladı bile. Ateşin başına çök ve kulak kesil bu güzel hikayeye!
#birkışgecesimasalıayıvebülbül #katherinearden #ephesusyayınları
Okuldan kaçan bir öğrenci Karigan’ın ölmek üzere olan bir süvari ile karşılaşması ve verecegi bir karar sonucu tüm hayatını değiştirmesi . Aksiyon cogunlukla fantastik maceraların oldugu kalın bir kitap fakat olaylar o kadar sürükleyici ve akıcı ki . Ben bir anda 100 kusur sayfayı okuyup zamanın nasıl geçtigini anlamamıştım bile.
Yeşil SüvariKristen Britain · Kalipso Yayınları · 2012298 okunma
Öyle bir kitap okudum ki..
Kitabın adı çok güzel; “Puslu Kıtalar Atlası”, sanki coğrafi bilgilerle dolu bir kitap gibi gelse de, okudukça bir başyapıt olduğunu anlıyorsunuz..
Kitabın namı ve İlber Ortaylının ‘okunacak 20 kitap’ arasında gösteriliyor olması, beni okumaya iten nedenlerdi.
Yazar İhsan Oktay Anar’ın 1995’te yazmış olduğu ilk roman ve