1979 yılında Kütahya’da doğdu. Okula gitmeden iki yıl önce okumayı öğrendi; ardından, mevcut piyeslerin daha iyi yazılabileceğini keşfedip kendi piyeslerini yazarak sözcükler dünyasına girdi.
Özgün yazılar yazmanın not getirmediğini ve her kompozisyonun “giriş, gelişme ve sonuç” formülüne oturtulması gerektiğini öğrendiğinde yazı yazmanın ona göre olmadığını düşündü. Doğu Dilleri ve Edebiyatları bölümünü bitirip de artık hiçbir “edebiyat dersi” kuralının kendisini bağlamadığını fark edince özgürce yazmaya, yeni yazın şekilleri denemeye başladı.
Bazıları çeşitli dergilerde yayımlanmış veya seçkilerde yer almış onlarca öyküsü ve birkaç roman denemesi var. İlk kitabı Esrarname-Yasak İlmin Kitabı Timaş Yayınları’ndan çıktı (Şubat 2011).
Bir insan aylaksa, yapacağı iş yoksa, eli nasıl boş ise zihni de öyle boş olur. Ve fitne, girip de çörekleneceği boş zihinleri arar durur. Eğer işiniz yoksa şeytanın oyuncağı olmanız işten bile değil...
Spoiler içeriyor!
Öyle bir kitap düşünün ki okurken sizi Osmanlı'da yaşatsın, Germiyan'ın tüm güzelliklerini hissettirsin. Öyle bir kitap düşünün ki ana karakteri küçük yaşlardaki bir genç kız olsun kadınların çarşafsız dışarı çıkamadığı zamanlarda Germiyan'ın güvenliğini sağlasın, gündüz gelin hamamına gidip geceleri kötülerle savaşsın.
Büyücüler, şeytanlar, özel güçler, Evliya Çelebi, Mevlana... Bir kitap ancak bu kadar ilginç ve sürükleyici olabilirdi.
İlk olarak "Divina'nın Bileziği " yle tanıştım yazarla. - evet biraz sondan başa doğru oldu- ama bişey de kaybettirmedi. İkinci kitapta birinci kitaba dair çok küçük konulara değinmişti. Okuru rahatsız edecek sürprizi bozacak bir konudan bahsedilmemiş. Her neyse birazcık da bu kitaptan bahsedecek olursak, Eşrefzade İdris Efendi bu kez bir şebekenin peşinde. Art arda işlenen cinayetler, maktuller arasındaki bağlantılar başarılı bir kurguyla anlatılmış. İlk andan itibaren ben katili yakalamıştım ya neyse. Heyecan dolu bir polisiyeydi.
.
Her zaman derim kitaplar başka hayatlara bilgilere açılan kapılardır diye burda da anahtar rolü üstlenmişler. Polisiye severlere önerilir.. Yok şiddetle değil şiddet iyi değil normal olarak öneriyorum :) :) keyifli okumalar..
Bir devam kitabı olarak içinde polisiye motifler taşıyan fantastik bir kitabın Osmanlı zamanlarında geçen bir kurgusu olduğunu duysam komedi gibi gelirdi. Kitabı okurken bu absürd motifler o kadar rahatsız etmiyor. Bir kurgu olduğunu unutmadan okunursa zevkle okunacak kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum.
İlk kitabı okuduysanız ve ikinci kitapta neler olacağını merak ediyorsanız bilmeniz gerek en önemli nokta, kitabın kendini ciddiye aldığı kadar kitabı ciddiye almamanız gerektiği. Bazı kitaplarda özellikle dikkatimi çeken anlatım tarzında kitap kendini ciddiye almadan çok ciddi motifleri işleyebiir. Bu seride özellikle ikinci kitapta işlenen motifler bazı okuyucular için ciddiye alınabilir özellikle kitabın içinde yer alam her şeyin hayal ürünü olduğunu tam olarak bilerek okumakta fayda var. Özellikle bence tarihi kurgu yapmanın zor yanlarından biri insanların sizin anlattıklarınızı tarihteki gerçekliklerle sürekli eşlemeye çalışması iken bu seride tarihten tamamen uzak bir paralel evrende geçtiğini bilerek okumalısın. Seri için genel yorumum anlatım dili çok güçlü hikayedeki fantastik ögeler kendi içinde tutarlı olmasına karşın genel hikayesinin vasat değil ama çok olağan üstü bir hikayesi olmadığını söylemeliyim.
Serinin okunmasının en büyük sebebi Türkiye'de daha önce hiç denenmemiş bir tarzı görece iyi bir şekilde serileştirebilmiş olması. Fantastik kitapları seviyorsanız bence bir şans verip bambaşka bir fantastik tarzı okuyabilirsiniz. Ayfer Kafkas'ın bu kitabı Türkiye için güzel bir adım oludğunu düşünüyorum.