f

Felsefe/Sanat

Şeytan Kadını İnsanlara Gösteriyor. Otto Greiner
Reklam
Tek kelime
Tek kelimelik bir soru cümlesi, kısa, basit ve sade. Neden? Hayatın ironisi de bu galiba. Bu kadar kolay sarfedebildiğimiz bir soru cümlesinin cevabını tüm insanlık tarihi boyunca cevaplayamamış olmamız. Bu kelime birinin dilinden havaya süzüldüğü anda zaman durur ve inanılmaz bir kontrast oluşur evrende. Bir tarafta duyacağı cevap ile aklındaki tüm karanlıkların rengarenk aydınlanacağını düşünen, diğer tarafta hiç bilmediği bi evrende tanımlayamadığı korkunç yaratıklardan gizlenmeye çalışırken bir anda hepsinin dikkati kendisine kesilen. Bir tarafta sükun, diğer tarafta kargaşa. Bu soru çok güzel görünen basit bir kapıdır, açıldıktan sonra kimseyi bir yere götürmeyen, aksine insanın taşıyamayacağı kadar belirsizlikle ona cevap veren. Peki Neden?
Yoksullar mutludurlar; varlıklılar dünya için bir umut kaynağıdır.
Bu resimlerdeki yoksullar sattıkları şeyleri sunarken gülümsüyorlar. (Dişleri görünecek biçimde gülümsüyorlar; resimlerde zenginler hiç böyle gülümsemez.) Varlıklılara gülümsüyorlar — kendilerini onlara kabul ettirmek, aynı zamanda bir şey satmak ya da bir iş çıkarmak umuduyla gülümsüyorlar. Böyle resimler iki şeyi bir arada söyler: Yoksullar mutludurlar; varlıklılar dünya için bir umut kaynağıdır. Syf.104
Görme Biçimleri
Görme Biçimleri
John Berger
John Berger
PANDEMİ
Nasıl olmam gerektiğini düşünmek için yazıyorum. Ortada çağrışık bir sorun var. Herkesten bir beklenti kapıyorum. Bilinen en büyük virüs. Kana bir kere karışınca bu iğrenç virüs, insan kendi olmayı unutuyor. Bir kere kendi olmak için açıyor ağzını, sözleri tanıyamıyor. Belirtisiz bir şekilde kendinizi kaybediyorsunuz. Yürüyüşünüz değişiyor. Bu beklenti virüsü için geçerli tek bir test vardı birkaç sene öncesinde onunda sonu geldi. İnsanlar yazarak tanıyorlardı kendilerini, peki ya şimdi… Artık yazarak bile tanışmak mümkün değil gibi. Yazılanlarda bile beklenti virüsüne rastlanıyor. Herkes bir başkasını mutlu etmeye çalışıyor. Hepimiz bu zehirli virüsten haberdar olmadan hasta ruhlarımızla yürüyoruz sokakta. Ne iğrenç virüs, maske takmak bile etkilemiyor. Hızla bulaşıyor, sanata, edebiyata, spora ve nicelerine. Sonu ne zaman gelecek bu sonsuz beklentilerin. Biri bir ilaç bulmalı ya da bir aşı bir yolu olmalı insanın insandan sıyrılmasının.
Kitap devrimdir. Her kitabın sonunda yeniden beni bulmakta zorlandığım, sarılıp uzun yazdığım kağıtlarım kitapların sayfalarının arasında sararıyorlar. Her kitap için kitap kere kitap sayfa yazmak zorundayım sanki o sayfalarda yükselen bir anlatıcıyla sohbet ediyorum. Ne zaman ki bu mefhum ruhtan yoksun bir kitap okumaya başlarım cümleler uzar kitap sonsuzluk gibi gelmeye başlar ben de hemen kaparım sayfaları. Kendi sesimle baş başa kalmak istemem kitap okurken. Benimle konuşmayan kitaptan da fazlasını beklemem.
Reklam
Ben de bir kitap olmak isterdim. Bir kitabın sayfaları gibi sadece anlanmak belki de beşeri bir zevk uğruna merakla incelenmek isterdim. Biri neden okusun beni, ne olursa yazanlar yalnızca merakla baksın diye. Uzaktan güvenle bir dizinin sakini olarak tutsun beni diye
Daha büyük bir ikileme düşmek üzereyim. Yani kimi zaman bunun ne olduğunun bile farkında olmadan hayata bakış açımla acımasızca yüzleşiyorum. Egomla barışamıyorum. Bu yüzden okuyorum. Egoma haddini bildirmediğim anda bu toplumda kendini bir şekilde yüksek algılamaya başlıyor. Etrafımdaki insanların dilsizliği beni bir aydın yapar sanıyorum. Bir anda, bir şekilde elit olmak zorunluluğum, yalnızca cahilliğimle yüzleşmek zorundayım.
Zaman I
Zaman tartışmak için güzel bir alan açıyor bu günce bana hayatımın kalanı boyunca tartışmaya devam edeceğim metafiziksel bir kavram olarak zaman onun ışığında fizik ve varlık kavramlarını ele alacağım. b1yazar.blogspot.com/2023/05/zaman-i...
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.