Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Teravih namazının cemaatle kılınması. Buna Hz. Ömer (r.a)'ın sünneti denir. Çünkü bunu O başlatmış ve devam ettirmiştir.
Mütevatir hadis
Mütevatir hadis; yalan söyleme konusunda birleşmesi aklen mümkün olmayan bir kalabalık tarafından nakledilen hadislerdir.
Reklam
"Sulh, karşılıklı rıza ile anlaşmazlığı ortadan kaldıran bir akittir" (md. 1531).
AKDİN İKİ TARAFINI BİR ŞAHSIN TEMSİL ETMESİ
1. Umumi kaide Prensip olarak bir şahsın, akdin iki tarafını temsil veya teşkil etmesi caiz değildir
Hulefa-yı Raşidin Devri
Fıkhın gelişmesine etkisi, sadece sahabe neslinin hakim olması ve sonraki dönemlere örneklik ve kaynaklık teşkil etmesi yönüyle Hulefa-yı Raşidin devri, bu dönem içinde özel bir öneme sahiptir. Hz. Ebu Bekir ile 11/632 yılında başlayan Hulefa-yı Raşidin dönemi, dördüncü Raşit halife Hz.Ali'nin 40/661 yılında şehid edilmesiyle sona ermektedir. Bazı müellifler, iktidarın Muaviye'ye geçtiği 41 yılına kadar yaklaşık altı ay süren Hz. Hasan'ın hilafeti ile Ömer b. Abdilaziz'in 99-101 yıllarındaki hilafetini de bu döneme dahil ederler. Fakat 'doğru yolda olan ve hakikate sımsıkı sarılan halifeler' anlamındaki Hulefa-yı Raşidin (el-Hulefau'r-Raşidun) nitelemesi, İslami literatürde Hz. Peygamber'den sonraki dört halifeyi yani Hz. Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali'yi (r.anhüm) ifade etmek üzere kullanılmıştır. Dört halife dönemi, fıkıh tarihi açısından son derece önemlidir. Bu önem, hem vahyin kesilmesinden sonraki ilk dilimde onların eliyle sergilenen örnek metodolojik tavırdan, hem sahabe neslinden itibaren bütün müslümanlarırı/ümmetin onların döneminde alınan karar ve verilen fetvaları icma kuwetinde görmelerinden, hem de bizzat Hz.Peygamber'in, kendisinden sonra onların örnek alınmasına yönelik buyruklarından kaynaklanmaktadır. Her ne kadar bazılarınca sened ve metin açısından eleştirilse de, bu yöndeki hadislerden en meşhuru şudur: "Herhangi bir ihtilafla karşılaştığınızda sizin göreviniz, benim sünnetime ve Hulefeı-yı Rôşidin'in sünnetine uymaktır. " Ebu Davud, "Sünnet" 5; Tirmizi, "İlim" 16; Müsned, iV, 126, 127.
Sayfa 75 - İSLAM HUKUKUNUN TARİHİ GELİŞİMİ II. Sahabe DönemiKitabı okuyor
Her ne kadar rey, nassın bulunduğu yerde kıyas ve hukuki akıl yürütmeyle hüküm verme anlamında bizzat Hz. Peygamber zamanında bilinen¹ bir kelime olsa da, asıl işlevselliğine sahabe dönemimde kavuşmuştur. Çünkü Hz.Peygamber zamanında gerek bizzat onun reyi, gerek başkasının olup onun onayından geçen reyler sonuçta Sünnet' e dahil oluyordu. Sahabe döneminde ise rey, naslara muhalefet kasdı içermeyen kişisel/beşeri görüşü ifade etmektedir. Birçok sahabe müctehidinden nakledilen "Ben bunu kendi reyime dayanarak söylüyorum. Doğruysa Allah'ın lutfudur, yanlış ise benim yanlışımdır" sözü² bunu göstermektedir. 1. Ebu Davud, "Akdıye", 7; Tirmizi, "Ahkam", 3. 2. Mesela bk. Müsned, iV, 279; Darimi, "Feraiz", 26.
Sayfa 77 - İSLAM HUKUKUNUN TARİHİ GELİŞİMİ II. Sahabe Dönemi.Kitabı okuyor
Reklam
Bilgi kaynaklarındaki farklılık:
Her ekol kendi bölgelerinde yaşayan sahabeden bilgi almış; sahabenin bilgi, kültür ve değerlendirme farklılıkları bu yolla öğrencilerine de geçmiştir. Ehl-i rey daha çok Hz. Ali, İbn Mes'ud ve İbn Abbas kanalından beslenirken, ehl-i hadis ise Abdullah b. Ömer, Zeyd b. Sabit ve Ebu Hüreyre'den ilim almıştır.
Sayfa 81 - İSLAM HUKUKUNUN TARİHİ GELİŞİMİ III. Tabiôn Dönemi.Kitabı okuyor
Reyin konumunu
Hareket noktasını nasların oluşturması, bu nasların yorumlanıp yeni olaylara uygulanması, bu mümkün olamayınca da onlara ters düşmeyen başka bir kaynak ve yöntemle çözüm üretilmesi, reyin temel karakteristiğidir. Hz. Ömer'in Ebu Musa el-Eş'ari'ye gönderdiği "Kitap ve Sünnet'te hükmünü bulamadığın ve kesin olarak bir kanaate varamadığın konuları iyice düşün. Birbirine benzeyen meselelerin hükümlerini iyice kavrayıp ortak noktalarını bulmaya çalış. Sonra da bu benzerliklere dayanarak diğerlerini bunlara kıyas et" talimatı ile Kadı Şurayh'a (ö.80/699) öğrettiği "Kur'eın'dan açıkça anlayabildiğin ile hüküm ver. Eğer Kur'eın'ın tamamını tarayıp da bir hüküm bulamamışsan Allah Rasulü'nün sünneti ile hükmet. Burada da bulamazsan doğru yolda olan alimlerin görüşleriyle hükmet. Bu da yoksa o zaman kendi reyinle idihad et; eılim ve seılih kimselere danış" şeklindeki yöntem, reyin konumunu ve nisbeten mahiyetini ortaya koymaktadır.
Sayfa 77 - İSLAM HUKUKUNUN TARİHİ GELİŞİMİ II. Sahabe Dönemi.Kitabı okuyor
"Külfet nimete ve nimet külfete göredir".
Sayfa 67 - İslam Hukukunun Kaynakları. Diğer Kaideler.Kitabı okuyor
Fıkıh terimi olarak ASIL
“Asıl sabit olmadığı halde fer‘in sabit olduğu vârittir” (md. 81). Meselâ bir kimsenin, falan bana borçludur ve falan da buna kefildir, diye iddiada bulunması halinde borçlu inkâr eder ve kefil de ikrarda bulunursa kefilin söz konusu meblâğı ödemesi gerekir.
Sayfa 473 - AHMET ÖZEL.
390 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.