Profil
Dededen toruna ve babadan oğula ölü bir karga gibi aramızda uzayan delilsizliğe ağladım.
Sayfa 26
İyi okumalar demek istemiştim
Reklam
252 syf.
·
Not rated
Bilgimiz Yok Ama Fikrimiz Var
Taraflı- tarafsız, leyhte-aleyhte kendisinden en çok bahsedilen alimlerden biridir Bediüzzaman Said Nursi.  Lakin şöhretine kıyasla, dirayetini, fetvalarını ve içtihatlarını pek bilmeyiz. Bunları öğrenmek için Said Nursi külliyatından bir kaç eseri geçmiş zamanda okumaya çalışmıştım. Açıkçası benim için dilinden dolayı çoğunluğunun anlaşılması pek mümkün değildi. Açık konuşmak gerekirse sonraları konu üzerinde biraz daha düşününce bu durumun yalnız benim için değil; aşağı yukarı herkes için aynı zorlukta olduğunu tespit ettim. Bu bağlamda Said Nursi'nin bir alim olarak görüşlerini anlamak için ikincil kaynaklar önem arz ediyordu. Bu derlenmiş hatıraları da bu kapsamda değerlendirerek aldım ve okudum. Ne yazık ki,  bu eser üzerinden Said Nursi'yi daha iyi anlamak gibi bir şey mümkün olmadı. Yalnızca kendisine ve kendisinin muhabbet duyduğu bazı isimleri bilmek mümkün oldu bu kitabın son kelimesine ulaşıldığında.  Eser kapsamında Said Nursi hakkında bilebileceğimiz kesin malumatları miktar açısından azdır ve dirayetlerine dair bir bilgiye ulaşamayız: Birinci cihan harbinde cephede görev alarak savaşmıştır; bu sırada da irşad çalışmalarında bulunmuştur.  Kafire karşı tutumunda bir baş eğme ya da aşağılık kompleksi yoktur.  Etrafındakiler keramet sahibi olduğuna inanır ve buna dair menkıbeler anlatmışlardır. Halk Partisine karşı demokrat partisini desteklemiştir. Hatta demokrasi ve cumhuriyeti de savunmuştur. (Dönem itibariyle bulunduğu koşullar, sürekli mahkemelerde olmasından dolayı bu zahiri durum tevil gerektirir mi bilemiyorum. Ama düşünmek gerektiğini varsayıyorum. )
Hatıralarda Bediüzzaman
Hatıralarda BediüzzamanNecmeddin Şahiner · Serencam Yayınevi · 05 okunma
Ben bu Amerikan filmini niçin o denli çok sevmiştim? Fil­min konusu da, oynanışı da başarılıydı ama, beni bunlardan daha çok başka bişey ilgilendiriyordu. Benim bu filmi sevme­min nedeni, filmin kadın kahramanı Marlene Dietrich'i sevdi­ğim ve daha adını bile bilmediğim Rüya Kız'a benzetmemdi. Filmde seyrettiğim Marlene Dietrich tıpkıtıpkısına benim sev­gilim, benim Rüya Kızım da tıpkıtıpkısına Marlene Dietrich'ti. Şimdi seksen yaşımda, aradan 60-70 yıllık bir zaman geç­tikten ve araya 60-70 yıllık bir mesafe girdikten sonra bu notları yazarken, 60-70 yıllık zaman ve mesafeden geriye dö­nüp gerçekçi bir bakışla bakıyorum ve düşünüyorum: Ger­çekten benim Rüya Kızım, Marlene Dietrich'e benziyor muy­du? Yok canım, ne gezer... Biri 14-15 yaşında bir kız çocu­ ğu, öbürü olgun bir yıldız... Bugün, 60-70 yıllık bir mesafe­ den ve zaman ötesinden, hem de bu yarı kör gözlerimle ger­çekleri çok daha net, çok daha açıkseçik görebiliyorum. Be­nim Rüya Kızımın Marlene Dietrich'le hiç benzerliği yoktu. Ama ben benzerlikleri olduğuna inanıyordum, çünkü bu benzerliğin olmasını istiyordum. İşte aşk, gerçek aşk budur, hele benim o zamanki yaşımda...
Osman Yüksel Serdengeçti, 1944 Irkçılık Turancılık Davası’nda tutuklanmış ve işkence görmüştü. Türkçülük tarafı ağır basan bir İslamcıydı. Ama İslamcılardan da şikayet ederdi. Bir gün bana “Kemalettin unutma, etrafımız yobazlar ve sofralarla çevirili” demişti.
Sayfa 19
592 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.