Duvarların arasındaki kanunlar, sokağın kanunu veya evrensel kanunlarla bir değil; bu da özgürlük değil. Özgürlük, içeride ve dışarıda kendin olmaktır.
-Spoiler-
Anneannesi Rita’nın Olivia’ya bıraktığı her çekmecesi ayrı bir anı defteri sayfası olan renkli çekmeceli şifonyer. Rita’nın yaşadıkları… Savaştan kaçış, yeni kültüre alışma, anne babadan ayrılma, aşık olma, aşkını kaybetme, babasız bir çocuk dünyaya getirme. Bunlar olayların başı… Sonrasında hiç sevgisini göremediği biriyle çocuğunu babasız büyütmek istemediği için tekrar evlenir. Bir çocuğu daha olur ama erken yaşta kanserden dolayı bebeğini kaybeder. Bu olaydan sonra diğer çocuğuna karşı da kendini yetersiz hisseder ve ailesini terk eder. Döndüğünde işleri yoluna koymak yıllarını alır. Yeni bir yere taşınır, bir kafe işletmeye başlar, kızıyla olan iletişimi kuvvetlendirir, kızı aşık olur ve onu evlendirir. Bir torunu olur, ama doğumda kızını kaybeder. Kızının hemofili hastası olduğunu bile bile doğum yapıp kendini ölüme terk ettiğini öğrenir. Torununu o yetiştirir, kendisinin de vadesi dolduğunu hisseder ve şifonyerde saklı anılarını bir itiraf niteliğinde torununa bırakır. Hüzünlü, içine çekildiğiniz, inişli çıkışlı bir hikaye.
-Spoiler-
Arabasına binip gezmek en büyük sevdası olan, zengin bir aileden kalan mirasıyla yaşamaya alışmış Bihruz Bey bir gün yine bir bahçede yürüyüş yaparken karşılaştığı bir hanımefendiye sevdalanır. Başka birgün yazdığı mektupla yine o bahçeye gelir ve yazmış olduğu mektubu verir. Sarışınca bir hanımefendidir ama edebiyat yapıcam diye
Mişel Ağa’nın dil bilmezliğinden kaynaklanarak uydurup söylediği “uykuyor” kelimesi ise “okumak-uyumak” fiillerini birden ifade eder; yani herkesin başına geldiği gibi okurken uyumak halini gösterir.
Her kitabın bir zamanı vardır. Bazen bir kitaba başlarsın sözcükler, cümleler, düşünceler birbirine karışır. Devam edemezsin bir türlü. Okumayı sevdiğin halde ilerleyemezsin. İşte o zaman bırakmak gerekir kitabı. Daha zamanı gelmemiştir. Daha yaşaman gerekenleri yaşamamışsındır.
Tutunamayanlar ‘da benim için öyle bir kitaptı. Onunla yolculuğumuz neredeyse üç yıl önce başladı. İlk okumam da heyecanla başlayıp hüsranla yarım bırakmıştım, benimseyememiştim kitabı. İkinci başlamam biraz daha zorlu oldu bu yüzden. Ama yine devamını getiremedim. Çünkü daha yaşamam gereken tecrübelerim, hayatıma girmesi ve çıkması gereken insanlar, değişmesi gereken fikirlerim varmış. Kitaplığımda uzun zaman bekledikten sonra tutunabildim. Hayata tutunduğum gibi... Anlatımı karışık da olsa cümlelerin altını kazıdığınız zaman herkes adına konuşan bir yürek buluryorsunuz orada.