İsrafın öyle bir çeşidi vardır ki bütün israfların
temeli ve en büyüğüdür.
O da kâinatın kendisine emanet edildiği insanın israfıdır.
Bilinmelidir ki, yaratılış gayesinden uzak bir hayat süren her insan, kendini israf etmiştir.
Allah ve Resûlünü tanımadan geçirilen bir ömür, israf edilmiş bir ömürdür. İman, ibadet ve güzel ahlaktan yoksun yaşanan bir hayat, israf edilmiş bir hayattır.
Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu.
Futbolcu yakalanmıştı ama karısının cesedi ortada yoktu.
Duruşma Amerikan filmlerindeki gibiydi. Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu: "Sayın jüri üyeleri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.
Buna az sonra sizler de inanacaksınız. Birden
+ Şuna kesinlikle inanıyorum ama; biz, bu hayatı yaşamak için yaratılmadık!
+ Bu yüzden başka bir hayatta görüşmek dileğiyle...
- Kesinlikle! Bu iğrenç hayatı bize tesadüfler yaşatmıyor.
+ ???
- Tesadüflerin bu kadar güzel oluşturduğu bu evrende, iğrençlik biçilen tek pay bizimki olamaz!..