İslamiyet namaz kılmak, oruç tutmaktan ibaret değildir.
O böyle bir makine ki, bir parçası eksik olsa çalışmaz.
Sayfa 223 - timaş yayınları
Gurbeti, yolların sonunda, dağların ardında bir yer, diye tarif edenler çok yanılıyorlar. Gelsinler de yolsuz ve dağsız gurbet hayatı yaşayanları görsünler
Sayfa 219 - timaş yayınları
Fakat bu bekleyiş; yolcusuz yolların gözetlenmesi, "gelmeyeceğim" diye gidenlerin beklenmesi gibi bir şey!.
Sayfa 218 - timaş yayınları
Efendim, kızlarımızı cahil yetiştiriyoruz. Onlara bol bol çehiz veren babalar, anneler, ağabeyler, kızcağızları ilimden, irfandan mahrum olarak gelin ediyorlar, sonra bu genç gelin; gezmek tozmak, eğlenmek maksadıyla evlenmiş gibidir. Kocasında bunları, daha doğrusu kendi hayalindekileri bulamayınca hüsrana düşürüyor.
Sayfa 215 - timaş yayınları
Gel arkadaş, yanına bir kişi daha arama! Bu dava bir kişiyle başladı; gel, sünnet-i seniyyeye buradan başlayalım! Hak bildiğimiz yolda tek başımıza da olsak ilerleyelim! ..
Sayfa 214 - timaş yayınları
Aşılmaz zannedilen dağların üstünde yol var; geçilmez zannedilen denizlerin üstünde yolcu var.
Ey Allahu Ekber Dağı gibi kendi çorak haline terkedilen Müslümanlar, artık nevş-ü nema zamanı gelmedi mi? Artık vahşi hayvanlarınızı (Nefs) ehlileştirmeyecek misiniz?
Sayfa 209 - timaş yayınları
⠀ོ
𓆸 Her duygu, söz ipliğine dizilebilir mi ؟
Sayfa 208 - timaş yayınları
Hac
Bu ne toplayıcı ve ne hareketli bir ibadet ki dünya Müslümanları bir tek kabile haline gelebiliyor! Ve bu kabile, alem-i İslam oluyor.
Sayfa 208 - timaş yayınları
Haccı kuru ifade ve şekillerin ötesine çıkaramayanlar, maddi alemle alakalı ibadetlerini mana alemine götüremezler, o zaman gönüller katı, kalbler duygusuz, basiret kör kalır.
Sayfa 207 - timaş yayınları
İsminde bir, manada bir, emirde bir, gayede bir, sebepte bir olan MÜSLÜMAN geliyor!
Ve bu MÜSLÜMANLA beraber iman asrı geliyor!
Sayfa 204 - timaş yayınları