h

Hekimoğlu İsmail

0 üye
Hekimoğlu İsmail
Emekli astsubay, gazeteci ve yazar, çok kıymetli büyüğümüz Ömer Okçu, nam-ı diğer Hekimoğlu İsmail'in Hak'ka yürüyüşü ölümü güzelleştirenlere misaldir. Kendisinin ilminden ve eserlerinden çok istifade ettim. Allah mekanını cennet eylesin, kabri nurla dolsun. Amin
Şoför efendiyle konuşacağım. Şoförle konuşmak yasak! -Her yasağa uyulur mu? Namaz kılacağım. Şoför uykusuzluğun verdiği kaçık bir benizle çekik gözlerle dikiz aynasına baktı. Kilometrenin saatinin ibresi doksan üzerinde oynuyordu. Geriye dönmeden konuştu: -Otobüs bir kişi için durmaz ve yolcular bir kişiyi bekleyemez. -Bu senin ve yolcuların emri, namaz kılmak ise Allah'ın emridir. Şoför kızdı: -Otur yerine, bize hocalık etme! Abdullah, namazı kaçırmak endişesiyle şoföre yanaştı ve ileriye baktı. Karşıda bir vaha gördü ve şoföre: -Şu köyde ineceğim ... -Oralı mısın? -Hayır. Orada ineceğim siz yolunuza devam edersiniz. -Amma da inatçısın be, kazasını kıl, olsun bu iş. -Hayır ben ineceğim ve başka vasıta ile yoluma devam ederim. Bir diğer yolcu: -Ben Hıristiyanım amma, o adamcağızın namazını beklemeğe razıyım. Sonra kendi kendine konuştu: "Dinden zarar gelmez. Din kimseye adam öldür, hırsızlık yap, kız - kadın kaçır demez. Herkes dinine sahip çıkmalı." dedi. Otobüs vahaya girdi. Şoför: -"Samimi adamsın, seni bekleyeceğim, namazını kıl gel" dedi. Abdullah'la beraber sekiz on kişi de otobüsten indi. Diğerleri: -Allah razı olsun, sen olmasaydın namazımızı kılamayacaktık, dediler. Abdullah yine iç dünyasında konuşmaya başladı: -Otobüste iken diliniz yok muydu? Yahut Hıristiyan beni destekledi ve sizden ses seda çıkmadı. Ne pısırık insanlar! Müslümanların bu pısırıklıktan, sünepelikten ve vurdum duymazlıktan kurtulmaları lazım.
timaş yayınları
Reklam
Yıkılsın bu gökler, açılsın duvar, Yollar ufuklara tırmansın artık! Bir kuş tüyü gibi menzile kadar, Uçsak, uçsak artık durmaktan bıktık!
Sayfa 145 - timaş yayınları
Abdullah'ın yine bir otobüs va'kası. Lütfen bunu da okuyunuz..
Yatsı namazından çıktıktan sonra garaja gitti. Araba hazırdı. Şöyle garajı gezdi. Orta yaşlı bir adam, genç olana nasihat ediyordu: -Mahalla'ya gidecek adama Bilgas bileti keseceksin ki oradakine de iş çıksın. Ne var sonunda "yanlışlık olmuş" dersin olur, biter. Böyle bir cemiyette rahat etmenin tek şartı insan olmamaktı.
Sayfa 132 - timaş yayınları
Bir baykuş damda oturmuş, halkın uğursuz yaşayışını dile getirirken, halk zavallı kuşu uğursuz sayıyordu.
timaş yayınları
Allahu Ekber!
Abdullah ve Sevde'nin Türkler üzerinde hala ümitleri vardı. "Yine ne yaparsa Türkler yapar ve İslamiyeti Yirminci Asra takdim edip, kabul ettirirler" diye Alparslan'ın, Osman Gazi'nin, Fatih'in neslinden ümitliydiler, Saltuğ Buğra Karahan ile İslamiyeti kabul edip, Karahan, Gazneli, Babür, Harzemşah, Atınordu, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları gibi devletleri, İslamiyete sarıldıkları müddetçe, kuran ve yükselten ... İslamiyetten ayrıldıkları müddetçe yıkılan ve yıkan Türkler yine şahlanabilirlerdi. Hiç değilse Allah, Türklerin bin senelik hizmetlerine mukabil onları yine mükafatlandırabilirdi. İslamiyeti dünyanın dört bucağına taşımış, Haclı ordularının karşılarına dikilip İslamiyet için savaşmış, İslamiyet için yaşamış, büyük alimler, veliler, sanatkarlar yetiştirmiş bu millete ne kadar ümit bağlansa azdı. ..
Sayfa 185 - timaş yayınları
Reklam
99 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.