Profil
Abdulkadir Geylani Hz.
Kendisine kötü davrananları affederdi. Kötülüklere dalmış çok kimse, hırsız ve eşkıyâ onun vâsıtasıyla tövbe etti.
Zayıf insanlıkla her şeyi yalayıp yutacak olan canavar arasındaki tek engel, fasılasız çabaları ve fedakarlıklarıyla, sadece kendileriydi. Buna inanmış, hatta iman etmişlerdi.
Sayfa 272
Reklam
Kısacası güneşin doğuşunu nasıl kabul ettiysem; iyi, güzel ve yüce olan; hayata doğruluk, asalet ve ciddiyet katan; bütün bu sefalete, tükenene kadar çalışmaya karşı yaşamaya değer ne varsa, benim üzerimde ve benim dışımda olduğunu da öyle kabul etmiştim.
Sayfa 71
Hukuk...
Hukuku hamur gibi yoğurur, istediği biçime sokabileceği bir yapbozun parçaları gibi evirip çevirirdi.
Sayfa 69
“En inatçı ceza hukukçuları buna dikkat etsinler; nitekim bir yüzyıldan beri, ölüm cezası etkisini azaltarak ilerlemektedir. Neredeyse hafiflemiştir. Bu bir güçsüzlük işareti. Bir zayıflık işareti. Yaklaşan ölümün işareti. İşkence yitip gitti. Tekerlek cezası ortadan kayboldu. Darağacı da yitip gitti. Ne garip! Giyotinin kendisi de bir ilerleme.”
Sayfa 37 - Can Yayın EviKitabı okudu
"Biz avukatlar bütün memleketlerin yerlisi, bütün yüzyılların da çağdaşıyız."
Reklam
Sakıt olan şey avdet etmez. (Mecelle, m.51)
Keşke hemen emekli olmasaydım. Haksız karara karşı direnip savaşım verseydim. Soğan yemedim ki, ağzım koksun. Mahkemeye gider, aklanır çıkardım.
Sayfa 144 - Literatür Yayınları, 3. Basım, Nisan 2010.Kitabı okudu
Uykudan Uyanmak
İşin içine bir araç olarak dini de kattılar. Halkın karanlıkta kalmasını isteyenler, araç olarak dini her zaman, her işe kattılar. Öğrenciler Allah'a inanmıyor örneğin. Beş yıl okuyor, bir tek gün din dersi görmüyorlar dediler. Ama hiç demediler ki, Köy Enstitüleri'nden yetişen öğretmenler ağaların tekerine taş koyuyor. Adnan Menderes, enstitüleri kapattı; halkın sesi çıkmadı. Bizim halkımız çok yüzyıl öncelerinden beri uyur. Çok kötü biçimde afyonlanmış gibi uyur. Üfürükle tükürükle sersem tavuğa çevirmişlerdir onu. Bizim halkın durumunda olup da, uyanmak çok zordur...
Sayfa 93 - Literatür Yayınları, 3. Basım, Nisan 2010.Kitabı okudu
Karanlık Güçler
Yurdumuzda aydınlığa karşı güçlü bir direnme vardır. Bunlar, ortaya Atatürk gibi güçlü adamlar çıkınca sinsi sinsi yatıp uyur görünse de, buldukları ilk fırsatta başlarını deliklerinden çıkarırlar. Anlattım: Halkevleri'ni, Halkodaları'nı öyle kolayca kapatıverdiler! Hele Köy Enstitüleri'ni... Rahmetli İsmail Hakkı Tonguç'u düşünüyorum. O büyük adama kan kusturdular.
Sayfa 92 - Literatür Yayınları, 3. Basım, Nisan 2010.Kitabı okudu
Reklam
Karanlık Zihinler
İl, ilçe merkezlerindeki Halkevleri'ni kapattılar. Köylerde Halkodaları vardı. Bunları Kemal Paşa açtırmıştı. Sonradan gelenler hepsini kapattılar. Yapılar Maliye'ye geçti. ... Kitaplara yapılan kıyım halka yapılan kötülüktür bence. Ben buna hiç dayanamam. Nerde böyle bir olay, böyle bir kitap kıyımı görsem, o an başkaldırasım gelir. Başım döner, gözüm önümü görmez.
Sayfa 45 - Literatür Yayınları, 3. Basım, Nisan 2010.Kitabı okudu
Adliye
— Aman hanımcığım! Artık içime fenalık geldi. Şuradan çıkalım. — Sen git kızım, sen tazesin. Elbette içine fenalık gelir. Biz söylemesi ayıp, artık dert dinlemekten kaşarlandık. Ben neler dinlemedim neler...
Sayfa 151 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hukuk Sanatçısı
Hukuk sanatçısı tüm diğer sanatçılar gibi, davanın gerçeğini sırçama tahtası sayar. Öncelikle çürütmek, tartışmak, lehte delil aramak için değil, aksine ondan bağımsızlaşmak ve insanlara belli bir yaşam biçimi önermek için. Bir adli kahraman istese de istemese de az çok bir kopuş kahramanıdır.
Sayfa 106 - Metis YayınlarıKitabı okudu
... Sezgi kendisini sanatkarların yaratıcı faaliyetlerinde, mistiklerin ve ermişlerin yaşantılarında gösterir. ...
... .., toplumsal uygulamayı diktacı tutumla ve yöntemlerle düzenleyip yürütmek isteyenler, muhtaç oldukları nihai otorite kaynağını, Tanrı buyruğunda bulamazlar. ...
425 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.