Bir salıncak, bir çocuk ve bir melek düşünün.
Bir tebessümü yeter o çocuğun salıncaktakı mutluluğuna.
Hani bakışları var ya, hüzün kokan, ama derya...
Nakış nakış işledi hayatı ruhuma, varlığıma.
Her hecemde, her hücremde, her zerremde..
Unutmak mı? Hatırlamadığım tek bir an bile yok.
Koşulsuz sevginin ne olduğunu O öğretti bana.
Hatalarımla sevdi
-Gece!
+Efendim, dertlim.
-Sana gelenler dertsiz mi?
+Hayır. Neden ki?
-Bana dertlim diyorsun da, sen zaten dert kapısısın.
+O da doğru ya..
-Kararvermek mi zor, verdiğin kararın acısına katlanmak mı?
+Kararvermek zor olan. Acıya aşık olursun, katlanırsın. Nasıl olsa, acılar yol arkadaşın.
-Doğru ya, benim yollarım acıdan geçiyor....
-Susmuşsun?..
+...
-Hani hiç susmazdın.. Hani bana "benden kurtuluş yok" derdim?
+..
-Ya nedir seni susturan?
+Artık bana ihtiyacın kalmadı.
-Nasıl yani?
+İçindeki "ben"dim ya hani..
-Eee?
+Öldü.....
Bu dünyada ne görüyorsam senin gözlerinden..
Bu yalnızlık biraz da sensizlikten
Yokluğunla çok sert tanıştım
Ne yapıyorsam senin yerine de
Ne yaşıyorsam iyi niyetle
Bazen daha günahkar
Sevdiğim ne varsa sırasıyla gömebilecek kadar fedakar
Ben senin kızın
1 Mayıs mı bugün?
Kaç yıl oldu saydım. Yedi..