Anne o gecenin gümüş rengi, huzurlu, güzel kokularla dolu sakinliğini her zaman hatırladı. Gerçek hüzün hayatına girmeden önceki son geceydi. Ve bu duygunun soğuk, kutsayıcı dokunuşundan sonra hayat bir daha asla eskisi gibi olmadı.
Denk geldiniz mi bu çağda da, kitaplarınızın arasında, cüzdanınızda
Gözyaşlarınız eşlik etti mi yitip giden hayallere, yeniden..
Her yaprak tanesinin anlamı da olmamalıydı bee,dediniz mi?
Bu dünyada ne görüyorsam senin gözlerinden..
Bu yalnızlık biraz da sensizlikten
Yokluğunla çok sert tanıştım
Ne yapıyorsam senin yerine de
Ne yaşıyorsam iyi niyetle
Bazen daha günahkar
Sevdiğim ne varsa sırasıyla gömebilecek kadar fedakar
Ben senin kızın
1 Mayıs mı bugün?
Kaç yıl oldu saydım. Yedi..
Sen yarım kalmış bir aşkın
Kaçınılmaz sürgünü,
Katlanan göğsündeki kayaya,
Sen orda şimdi bir hüznü köpürt,
Ben bir çocuğa su vereyim burda,
Ben ki kiracıyım bir acıya.
Sen imzalarsın sabah akşam
Defterini bensizliğin,
Bense kanla öderim
Kirasını kaldığım evin.
Bir takvimi tersten açardık,
Eğer isteseydin.
Metin altıok ...
Biliyorsun... Çiçeğim... Onun sorumluluğu benim üzerimde! Üstelik öyle kırılgan ki! Ve öyle naif ki! Onu koskoca dünyadan dört dikenciğinden başka bir şeyi yok...