İç Döküntüsü

1 member
Bazen bekleyişler,sabredişler yoruyor insanı. Uzun sürünce bi tökezliyorsun sanki. Ama sonra silkelenip toparlıyorsun kendini.Beklediğin bir şey olunca ya da varılacak bir nokta daha bir umutla sarılıyorsun yaşama. Öyle işte..
Sınıfımı mezun ediyorum bu yıl. Kafamda deli sorular. Tayin istemeli miyim, yoksa olduğum yerde devam mı etmeliyim? Bağlayıcı sebepler de, gitmemi gerektirecek nedenler de var.. Hangisi daha ağır basıyor kestiremiyorum..
Reklam
i̇çimde şefini kaybeden bir Orkestranın hüznü var
Dışımda Charlie Chaplin gülüşü Girdiği her ortama neşe getiren, etrafındaki herkese, her şeye yetişmeye çalışan ama kendine zerre-i miskal faydası olmayan birine dönüştüm. Derslerden, işten güçten, yakamı bırakmayan hastalıklardan, sonra ararım, sonra yaparımlardan çevremdeki herkesi kaybediyorum. Herkes ilgisizlikten, zaman ayıramamdan şikâyetçi. Hiçbiri nasıl olduğumu, nelerle boğuştuğumu, ne savaşlar verdiğimi bilmiyor ve bilsinlerde istemiyorum. Bir sen bil Rabb'im ki zaten sen her şeyi gören ve bilensin. Sabrımın ve direncimin tükenmek üzere olduğunu hissediyorum. Bana "sen güçlüsün bunu da atlatırsın" diyen herkesten nefret etme noktasına kadar geldim. Rabb'im yalnız kalınca beynime üşüşen düşüncelerden, kafamın içindeki hengamelerden, içime dolan amansız boşluk hissinden sana sığınırım. Ne olursun Rabb'im beni bana bırakma. Aklıma ve kalbime mukayyet ol zira ben artık söz geçiremiyorum ikisine de...