Bir başkasının gülmesi dokunur bize. Ben de onunla gülebiliyorsam, hoş bir şekilde dokunur, lakin hiç gülecek halim yoksa, nahoş bir şekilde. Gülecek ne vardır ki ortada?
-Ne yani, sence erkekler evlenmekten mi kaçıyor?
+Otuzundan önce evet!... Fakat yaş biraz biraz kemale erip otuzu devirince adamlar bu sefer üremek istiyor.
Juan ve Juana, kendilerine anlaşmak, yahut daha doğrusu, birine öteki gibi olmak imkanını veren uzun bir nişanlılık devresinden sonra evlendiler. Anlaşmak hele şurda dursun, çünkü sekiz gün geçmiş de hala birbirini anlamamış iki nişanlı, sekiz yıl sonra da anlamaz. Zaman onların gözleri üzerine, biri ötekinin kusurunu görmesin; yahut daha iyisi, bu kusurlar, biri ötekine hayran gözlerde faziletler gibi görünsün diye, bir örtü örtmekle kalır -kalın bir ihtiras örtüsü-.