Îsâ (Aleyhisselam)ın hâlen ikinci kat semâda yaşadığı ve âhir zamanda Hazreti Mehdî'ye yardım etmek üzere gökten ineceği hususu mütevâtir hadîs-i şerîflerle sabit olduğundan inanılması gereken konulardandır.
Şu bilinmelidir ki; Îsâ (Aleyhisselam) âhir zamanda peygamberlik vasfıyla değil de Rasûlüllâh ﷺ e ümmet olarak ineceğinden bu durum Rasûlüllâh ﷺin hâtemü'n-nebiyyîn olma vasfıyla çelişmez.
Kitabı bir heyecanla okumaya başladım fakat daha başlar başlamaz, “Hz. Havva annemizin Hz.Adem(a.s)’ ın kaburga kemiğinden yaratılması konusunun doğru olmadığını, bu düşüncenin kitabı mukaddesten etkilenerek ortaya çıktığı” gibi daha önce hiç duymadığım yazılarla karşılaştım. Biraz daha ilerleyince cemaatle kılınan namazlarda imama uyulma konusunda ilmihal bilgilerinin aksine görüşler öne sürdüğü için okumayı bırakmaya karar verdim.
İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-dîn adlı ünlü eserinde temizliğin dört
derecesi olduğunu bildiriyor
1. Dışını her türlü kir ve pisliklerden,
2. Organlarını günahlardan,
3. Kalbini kötü huylardan,
4. Gönlünü Allah’tan başka her şeyden, temizlemektir.
Sayfa 90 - Diyanet İşleri Başkanlığı ;İhyâu Ulûmi’d-dînKitabı okuyor
Peygamberimizin bazen yapıp bazen yapmadığı şeye müstehab denir. Kuşluk namazı kılmak, Ramazan ayından sonra Şevval ayında altı
gün oruç tutmak gibi. Müstehab’a mendub da denir.
Dinen yapılması kesin delillerle emredilen şeye farz denir.
Farzın hükmü: Yapan sevab kazanır, özürsüz olarak yapmayan azabı hak eder. İnkâr eden ise (Allah korusun) dinden çıkmış olur
Bu kâinatta ruhu coşturacak, gönlü okşayacak, gözü yaşartacak en güzel nağme, gönülden okunan Kur'an sesidir; çünkü o, yüce sevgilinin dostlarına hitâbıdır, selâmıdır, kelâmıdır, ruhun gıdasıdır. Bu okuma gönülden olursa gönlü yakar.