Suyun akışı, açmış çiçweklerin soluşları gibi doğanın derinliklerinde barınan karşı gelinmez güce rastlanıldığında insan evladı kadar fani ve acınası bir varlık daha olmadığı anlaşılıyordu.
O, daha çok denizi dibinde tertemiz kumlarla çakılları görünen saatlerinde seviyordu. O duru, saydam sularda hiçbir korkutucu düşsel ya da gerçek korkutucu varlık barınamazdı. Gözlerinin güvenle baktığı her yer onun ülkesiydi.