İnsan ve Duygular

Birbirimizi sevmeye ihtiyacımız var. İnsan insanın kurdu değildir bizim irfanımızda. İnsan insanın yurdudur.
Matem nasıl olurdu biliyor musunuz? İnsanlar utançlarından eğlence programlarına bakamadıklarında olurdu, dizi izlenme oranları düştüğünde olurdu. Acıyı magazinleştirmek yerine onu kendi öfkemize payanda kılmaksızın anlamaya çalışmakla, acı çekenle birlikte gerçekten acı çekmekle olurdu.
Reklam
İnsanın insanın üstüne titrediği, insanın insana sığınak ve yurt olduğu bir dünyayı özlüyorum.
Dedi ki : (125) -( Kölenin bile bir gururu vardır; müstebitlerin en büyüğüne boyun eğmek ister...)
Sayfa 203 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Dedi ki : (153) -( Yapılan bir denemede, denemeye katılanlara rastgele rakamlar ve şekiller verilerek, bu rakam ve şekil serilerinin hangi prensibe göre sıralandıklarının bulunması istenmiş, işin hakikati, yani böyle bir prensibin olmadığı saklanmıştır. Neticede, tecrübeye katılanların hepsi bir çeşit kanun bulmuşlar, üstelik böyle bir kanunun olmadığı ve ellerindeki serilerin tamamen gelişigüzel seçildiği söylenince de, keşfettikleri kanunları hararetle müdafaaya kalkmışlardır.)
Sayfa 208 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Dedi ki : (152) -( Ruhta ve bedende rahatlık olmadıkça, döşek rahat olmuş neye yayar? Vücudumuza bir iğne, ruhumuza bir dert girdi mi, dünyalar bizim de olsa rahatımız kaçar. Kum sancıları bir başladı mı, insan ne kadar devletli, haşmetli de olsa, tacını, tahtını ve saraylarını unutmaz mı?)
Sayfa 208 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dedi ki : (159) -( Çocukken okuduğumuz kitapların yeri başka, cazibeleri büyük, hatıraları aziz; ama bu okumalardan bize kalan, daha çok oturduğumuz yerlerin ve günlerin hatırası.)
Sayfa 210 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Dedi ki : (164) - ( Gözlerini kapayıp mazideki fiillerini zaman zaman düşünebilen bir vatandaş, kim bilir kaç defa hicapla ellerini yüzüne kapamıştır...)
Sayfa 210 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Dedi ki : (167) - ( Gözlerimiz bağlı, öyle gafil, öyle körüz ki, daha ne zaman ıstırap çekeceğimizi, hangi zaman gülüp sevineceğimizi dahi bilmiyoruz! Bütün teessürlerimiz yalan, bütün neş'eler sahte!...)
Sayfa 211 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Dedi ki : (170) - ( İnsanları kederlendiren eşya ve hadisat değil, bunlar hakkında edindikleri fikirlerdir. Mesela, ölüm bir felaket değildir. Eğer bir felaket olsaydı, Sokrat'a da böyle görünecekti. Ölümün bir felaket ve şer olduğu hakkındaki kanaat; işte asıl felaket budur. Bunun içindir ki, kederli, yeisli, bedbaht olduğumuz zaman kendimizden başkasını, yani fikir ve kanaatlerimizin gayrısını itham etmemeliyiz.)
Sayfa 212 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.